Translation of "Intenta" in Turkish

0.112 sec.

Examples of using "Intenta" in a sentence and their turkish translations:

- Intenta calmarte.
- Intenta tranquilizarte.

- Dene ve sus.
- Sakinleşmeye çalış.

Intenta hacerlo.

Onu yapmaya çalış.

Intenta pararme.

Beni durdurmaya çalış.

Intenta relajarte.

Sadece dinlenmeye çalış.

Intenta centrarte.

Odaklanmaya çalış.

Intenta no llorar.

Ağlamamaya çalış.

Intenta ser feliz.

Mutlu olmaya çalış.

Intenta más fuerte.

Daha çok çabala.

Tomás lo intenta.

Tom çalışıyor.

Intenta no molestarlo.

- Onu kızdırmamaya çalış.
- Onu sinirlendirmemeye çalış.

Intenta dormir algo.

Biraz uyumaya çalış.

Intenta ser fuerte.

Güçlü olmaya çalış.

Intenta mantenerte despierto.

Uyanık kalmaya çalış.

Intenta no bostezar.

Esnememeye çalış.

Intenta decidirte rápido.

Kısa sürede karar vermeye çalış.

Intenta mantenerte seco.

- Üstünü ıslatmamaya çalış.
- Islanmamaya çalışın.

intenta tirar con esto

bununla uzağa atmaya çalışırsın

Intenta tocar esta escala.

Bu ölçeği çalmayı deneyin.

Siempre intenta decirnos algo.

O her zaman bize bir şey söylemeye çalışıyor.

¿Alguna vez intenta imponernos algo?

hiç mi bize bir şey empoze etmeye çalışmıyor acaba?

Intenta evitar las malas compañías.

Kötü şirketten kaçınmaya çalışın.

- Él lo intenta.
- Él prueba.

O dener.

Intenta explicarle eso a Tom.

Onu Tom'a açıklamaya çalışın.

Él intenta dejar de fumar.

O, sigara içmeyi durdurmak için çalışıyor.

Tom intenta romper la cerradura.

Tom kilidi kırmaya çalışıyor.

Intenta ponerte en su lugar.

Kendini onun yerine koymaya çalış.

Intenta recordar lo que pasó.

Ne olduğunu hatırlamaya çalış.

Intenta estar allí el lunes.

Pazartesi günü orada olmaya çalış.

Intenta mantener tus ojos abiertos.

Gözlerini açık tutmaya çalış.

Intenta no llegar tarde mañana.

Yarın geç kalmamaya çalış.

Intenta no perderte otra vez.

Bir daha kaybolmamaya bak.

La gente intenta marcar la diferencia.

İnsanlar farklılık yaratmayı önemser.

Intenta brincar tan alto como puedas.

Yapabildiğin kadar yükseğe zıplamayı dene.

No sé lo que intenta decir.

Onun ne söylemeye çalıştığını bilmiyorum.

Si quieres intentarlo, ve e intenta.

Bunu denemek istersen, git ve dene.

Intenta hacer tus trabajos tú mismo.

Ev ödevlerini kendi başına yapmayı dene.

Intenta hacerlo lo mejor que sepas.

Elinden geldiği kadar yapmaya çalış.

El joven intenta acercarse a la hembra.

Gencimiz dişiye yaklaşmaya çalışıyor.

Eso es lo que intenta el Uruguay

Uruguay'ın niyeti de bu.

Intenta reproducir la música en tu mente.

Kafanızda müziği yeniden oluşturmaya çalışın.

Ella siempre intenta ayudar a los otros.

O her zaman diğerlerine yardım etmeye çalışır.

A menudo, Bob intenta dejar de fumar.

Bob sık sık sigarayı bırakmak için çalışır.

Tom intenta darle un susto a Mary.

Tom Mary'yi korkutmaya çalıştı.

Bob intenta dejar de fumar muy seguido.

Bob sık sık sigarayı bırakmak için çalışır.

- Trata una vez más.
- Intenta otra vez.

- Bir kere daha dene.
- Bir kez daha deneyin.

Tom intenta ir a pesar del tiempo.

Tom hava durumu ne olursa olsun gitmek niyetinde.

Intenta leer tantos libros como te sea posible.

Mümkün olduğu kadar çok sayıda kitap okumaya çalış.

- Tom está tratando de entender.
- Tom intenta entender.

Tom anlamaya çalışıyor.

Estoy seguro de que Tom solo intenta ayudar.

Tom'un sadece yardım etmeye çalıştığından eminim.

Él intenta mantenerse al día con sus compañeros.

Sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

- Dame alguna explicación al respecto.
- Intenta explicarme esto.

Bunu açıklamaya çalışın.

- Venga, intenta nadar.
- ¡A ver si puedes nadar!

Yüzmeye çalış!

Creo que Tom puede hacerlo si lo intenta.

Sanırım, eğer uğraşırsa Tom onu yapabilir.

Que EE. UU. intenta exportar al resto del mundo.

çağ dışı patent sistemi.

- Intenta resolver el problema.
- Trata de resolver el problema.

Problemi çözmeye çalış.

Está enamorado de ella pero intenta ocultar sus sentimientos.

O, ona aşık ama duygularını gizlemeye çalışıyor.

El pulpo a la defensiva intenta no mirar al agresor

Savunmacı ahtapot, kavgadan kaçınmanın bir yolu

El hombre, un padre en sus 50, intenta escapar desesperadamente.

Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.

Tal vez intenta imitar algunas algas moviéndose con el oleaje.

Belki de dalgayla hareket eden alg ya da yosunları taklit etmeye çalışıyor.

Intenta tenerlo todo en cuenta antes de tomar una decisión.

Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.

- Trata otra vez.
- Inténtalo otra vez.
- Inténtalo de nuevo.
- Intenta otra vez.

Tekrar deneyin.

Intenta no pasar tanto tiempo quejándote de cosas que no puedes cambiar.

Değiştiremediğin şeyler hakkında şikâyet ederek çok fazla zaman harcamaya çalışma.

Tom no tiene ni la menor idea de que intenta hacer Mary.

Mary'nin ne yapmaya çalıştığı hakkında Tom'un en küçük bir fikri bile yok.

- Procure usted hacerlo mejor en el futuro.
- Intenta hacerlo mejor en el futuro.

Gelecekte daha iyisini yapmak için çalış.

El intérprete intenta dar tanta información y tantos detalles como le es posible.

Çevirmen olabildiğince çok detay ve bilgi vermeye çalışır.

- Pon buena cara.
- ¡A ver esa sonrisa!
- Intenta parecer contento.
- Pon cara de felicidad.

Mutlu görünmeye çalış.

- Trata otra vez.
- Inténtalo otra vez.
- Inténtalo de nuevo.
- Intentadlo otra vez.
- Intenta otra vez.

Tekrar dene.

- No comprendo lo que él intenta decir.
- No entiendo lo que él trata de decir.

Ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.

- De hoy adelante traten de llegar a tiempo.
- De ahora en adelante intenta llegar a tiempo.

Bundan böyle zamanında gelmeye çalış.

- Ahora intenta dormir.
- Ahora intentad dormir.
- Ahora intente dormir.
- Ahora intenten dormir.
- Y ahora trata de dormir.

Şimdi uyumaya çalış.

La gente que camina en los arrecifes podría pisar uno que intenta esconderse de depredadores durante el día.

yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.

Él ordena que se impale a los sospechosos de traición a plena vista de los residentes e intenta

ardından şüpheli hainleri, halkın gözü önünde kazığa geçirtme emri verdi

- No logro ver lo que el escritor quiere decir.
- No se me ocurre lo que el escritor intenta decir.

Yazarın ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.

- Cuando intenta probar algo, ayuda saber que es verdad.
- Cuando tratas de probar algo, ayuda saber si es verdad.

Siz bir şeyi kanıtlamaya çalışırken, bu onun doğru olduğunu bilmenize yardım eder.

Todos tienen los brazos, las piernas, y las cabezaz, ellos caminan y hablan, pero ahora hay ALGO que intenta hacerlos diferentes.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.

- Intenta no preocuparte.
- Intentad no preocuparos.
- Intente no preocuparse.
- Intenten no preocuparse.
- Trata de no preocuparte.
- Tratad de no preocuparos.
- Trate de no preocuparse.

- Endişelenmemeye çalışın.
- Endişelenmemeye çalış.

- ¿Qué estás intentando ocultar?
- ¿Qué intentáis ocultar?
- ¿Qué intenta esconder?
- ¿Qué está intentando esconder?
- ¿Qué estáis intentando esconder?
- ¿Qué están intentando esconder?
- ¿Qué intentan esconder?
- ¿Qué intentas ocultar?

Ne gizlemeye çalışıyorsun?