Examples of using "Intenta" in a sentence and their turkish translations:
- Dene ve sus.
- Sakinleşmeye çalış.
Onu yapmaya çalış.
Beni durdurmaya çalış.
Sadece dinlenmeye çalış.
Odaklanmaya çalış.
Ağlamamaya çalış.
Mutlu olmaya çalış.
Daha çok çabala.
Tom çalışıyor.
- Onu kızdırmamaya çalış.
- Onu sinirlendirmemeye çalış.
Biraz uyumaya çalış.
Güçlü olmaya çalış.
Uyanık kalmaya çalış.
Esnememeye çalış.
Kısa sürede karar vermeye çalış.
- Üstünü ıslatmamaya çalış.
- Islanmamaya çalışın.
bununla uzağa atmaya çalışırsın
Bu ölçeği çalmayı deneyin.
O her zaman bize bir şey söylemeye çalışıyor.
hiç mi bize bir şey empoze etmeye çalışmıyor acaba?
Kötü şirketten kaçınmaya çalışın.
O dener.
Onu Tom'a açıklamaya çalışın.
O, sigara içmeyi durdurmak için çalışıyor.
Tom kilidi kırmaya çalışıyor.
Kendini onun yerine koymaya çalış.
Ne olduğunu hatırlamaya çalış.
Pazartesi günü orada olmaya çalış.
Gözlerini açık tutmaya çalış.
Yarın geç kalmamaya çalış.
Bir daha kaybolmamaya bak.
İnsanlar farklılık yaratmayı önemser.
Yapabildiğin kadar yükseğe zıplamayı dene.
Onun ne söylemeye çalıştığını bilmiyorum.
Bunu denemek istersen, git ve dene.
Ev ödevlerini kendi başına yapmayı dene.
Elinden geldiği kadar yapmaya çalış.
Gencimiz dişiye yaklaşmaya çalışıyor.
Uruguay'ın niyeti de bu.
Kafanızda müziği yeniden oluşturmaya çalışın.
O her zaman diğerlerine yardım etmeye çalışır.
Bob sık sık sigarayı bırakmak için çalışır.
Tom Mary'yi korkutmaya çalıştı.
Bob sık sık sigarayı bırakmak için çalışır.
- Bir kere daha dene.
- Bir kez daha deneyin.
Tom hava durumu ne olursa olsun gitmek niyetinde.
Mümkün olduğu kadar çok sayıda kitap okumaya çalış.
Tom anlamaya çalışıyor.
Tom'un sadece yardım etmeye çalıştığından eminim.
Sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.
Bunu açıklamaya çalışın.
Yüzmeye çalış!
Sanırım, eğer uğraşırsa Tom onu yapabilir.
çağ dışı patent sistemi.
Problemi çözmeye çalış.
O, ona aşık ama duygularını gizlemeye çalışıyor.
Savunmacı ahtapot, kavgadan kaçınmanın bir yolu
Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.
Belki de dalgayla hareket eden alg ya da yosunları taklit etmeye çalışıyor.
Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.
Tekrar deneyin.
Değiştiremediğin şeyler hakkında şikâyet ederek çok fazla zaman harcamaya çalışma.
Mary'nin ne yapmaya çalıştığı hakkında Tom'un en küçük bir fikri bile yok.
Gelecekte daha iyisini yapmak için çalış.
Çevirmen olabildiğince çok detay ve bilgi vermeye çalışır.
Mutlu görünmeye çalış.
Tekrar dene.
Ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.
Bundan böyle zamanında gelmeye çalış.
Şimdi uyumaya çalış.
yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.
ardından şüpheli hainleri, halkın gözü önünde kazığa geçirtme emri verdi
Yazarın ne söylemeye çalıştığını anlayamıyorum.
Siz bir şeyi kanıtlamaya çalışırken, bu onun doğru olduğunu bilmenize yardım eder.
Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
- Endişelenmemeye çalışın.
- Endişelenmemeye çalış.
Ne gizlemeye çalışıyorsun?