Examples of using "Inútil" in a sentence and their turkish translations:
- Yararı yok.
- Bu gereksiz!
- Kullanışsız!
- Bu gereksiz!
Ben faydasızım.
- Karşı koymanın faydası yok.
- Direniş boşuna.
Tamamen faydasız.
Bu bütünüyle işe yaramaz.
İşe yaramaz hissediyorum.
Çok umutsuz.
Sen bir serserisin.
Bu sözlük tamamen yararsız.
bu verimsiz, bu yıkıcı.
Planımız başarısızdı.
O, tamamen yararsız.
Bilgi oldukça faydasızdı.
Bu sözlük hiç faydalı değil.
Onunla tartışmanın faydası yok.
Bu sözlük neredeyse yararsız.
Ona kızmanın bir yararı yok.
Onunla tartışmanın faydası yok.
Sert oynamanın bir faydası yok.
Böyle bir kitabı okumanın faydası yok.
İtalyan televizyonu işe yaramaz.
Onun hakkında onu ikna etmeye çalışmanın faydası yok.
Onu inkar etmeye çalışmanın faydası yok.
Bu şey benim için tamamen faydasız.
Konu hakkında onunla tartışmanın bir faydası yok.
Makine çevirisi neden kullanışsızdır?
Keşke böyle işe yaramaz bir şey almasaydım.
Eğer bunu bir ritmle yapmazsan işe yaramaz!
O sigarayı bırakmaya çalıştı ama nafile.
Böyle sorunlu bir birey ile tartışmak anlamsız.
Issız bir adada para işe yaramaz.
Sözlükteki tüm kelimeleri hatırlamaya çalışmak yararsızdır.
Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
Her zaman korkan insanların işe yaramaz olduğunu düşünüyorum.
Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.
Onunla tartışmanın faydası yok.
Aciz hissediyorum.
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
Babamın öldüğünde bıraktığı antikalar değersiz hurdalardan başka bir şey değildi.
- Bütün yemek programlarını izlediğim halde hala iyi yemek yapamıyorum.
- Bütün yemek programlarını izlediğim halde hala mutfakta iyi değilim.
John sahtekâr satıcının işe yaramaz bir makine parçasını alırken onu kandırdığını iddia etti.
Yardım için bağırmanın faydası yok. Hiç kimse seni duymayacak.
Benden para istemenin faydası yok.
Sanırım bu bir zaman kaybı.
Sen faydasızsın.