Examples of using "Absolutamente" in a sentence and their turkish translations:
Kesinlikle imkansız.
ve kesinlikle ama kesinlikle kimse orda yaşam kuramayacak
Evet, kesinlikle evet.
O kesinlikle mümkün değil.
Tamamen mantıksız.
Kesinlikle eminim!
Suudi Arabistan? Kesinlikle.
Kesinlikle eminim.
O kesinlikle yanlış.
Onlar tamamen şaşırdılar.
Bu tamamen gereksizdi.
Hiçbir şey anlamıyorum.
Onun hakkında kesinlikle bir şey bilmiyorum.
Ve hiçbir şey bulamadım. Hem de hiç.
Tekniği kesinlikle hayret vericiydi.
- Hiçbir şey duyamıyorum.
- Ben hiçbir şey duymuyorum.
Bu konuda yüzde yüz eminim.
Bu çeviri tamamen yanlış.
Onu kesinlikle bilmiyorsun, değil mi?
Tümüyle, söyleyecek hiçbir şeyim yok.
psikolojik güven ortamı olması son derece elzemdir.
Ben Almancayı hiç anlamıyorum.
Sizinle tamamen aynı fikirde değilim.
Onların hiç ortak yanı yok.
Kesinlikle korkacak hiçbir şeyin yok.
Öneriyi kesinlikle onaylayamam.
Bu kesinlikle büyüleyici bir konudur.
Söylediğin kesinlikle yanlış.
Kesinlikle benim bir ilgim yok.
Onun kesinlikle düşmanları yoktur.
Sadece Allah, kesinlikle mutlak kudret sahibi olabilir.
Üç haftadır, o hiçbir şey yemedi.
Uyarı sinyalleri her yerdeydi, kesinlikle
Her şey, tamamen her şey bunun üzerine kurulu.
herkes kaldırsın bu Zoom u tamam mı? Kesinlikle çok zararlı
Bazı insanlar hiçbir neden olmadan kavga ederler.
Onun söylediği kesinlikle doğrudur.
Noel o konuda hiçbir şey bilmiyor.
Bununla kesinlikle bir problemim yok.
Tom'un onunla kesinlikle ilgisi yoktu.
Kesinlikle bu dünyada saçma sapan şeyler oluyor.
ve yara iyileşmesi için kesinlikle çok önemliydi.
Toplantıda olman kesinlikle gerekli.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
Gökteki güneşi bile reddediyor.
Bu konuda yanıldığından kesinlikle eminim.
Çok gerekli olmadıkça taksileri kullanmam.
Bu sözlük tamamen yararsız.
denklik konusundan veya iklim adaletinden bahsetmiyor.
Bir şey öğrendiğinizde ya bu bilgi kesin doğrudur deyip bunu
Çok gerekli olmasaydı senden gelmeni istemezdim.
Oda o kadar karanlıktı ki hiçbir şey göremedik.
Tom hiçbir şey söylemedi.
bu kesinlikle kabul edilemez bir şeydi. Toplum bir kere bunu istemiyordu zaten
Babanın gitarını satmak istediğine tam olarak emin misin?
Bir yolculuğa yalnız gitmemin kesinlikle imkanı yok.
Mary kesinlikle şahane görünüyor.
Biraz samimiyet tehlikeli bir şeydir ve bununla ilgili büyük bir anlaşma kesinlikle ölümcüldür.
Tom her gün en az bir litre suyu içmenin kesinlikle gerekli olduğuna inanıyor.
Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
Sana söylenilen şeyi yapar yapmaz, kesinlikle hiçbir sorunumuz olmayacak.
Bir insanı gerçekten tanımanın en iyi yolu o tamamen özgürken onun nasıl davrandığını görmektir.
Tom kesinlikle müthişti.