Translation of "Absolutamente" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Absolutamente" in a sentence and their turkish translations:

Absolutamente imposible.

Kesinlikle imkansız.

Y absolutamente, absolutamente nadie puede vivir allí

ve kesinlikle ama kesinlikle kimse orda yaşam kuramayacak

Sí, absolutamente sí.

Evet, kesinlikle evet.

Es absolutamente imposible.

O kesinlikle mümkün değil.

Es absolutamente irracional.

Tamamen mantıksız.

¡Estoy absolutamente seguro!

Kesinlikle eminim!

¿Arabia Saudita? Absolutamente.

Suudi Arabistan? Kesinlikle.

Estoy absolutamente segura.

Kesinlikle eminim.

Es absolutamente falso.

O kesinlikle yanlış.

Estaban absolutamente sorprendidos.

Onlar tamamen şaşırdılar.

Eso fue absolutamente innecesario.

Bu tamamen gereksizdi.

No entiendo absolutamente nada.

Hiçbir şey anlamıyorum.

- No sé absolutamente nada al respecto.
- No sé absolutamente nada sobre eso.

Onun hakkında kesinlikle bir şey bilmiyorum.

Y no encontraba absolutamente nada.

Ve hiçbir şey bulamadım. Hem de hiç.

Su técnica era absolutamente increíble.

Tekniği kesinlikle hayret vericiydi.

No puedo oír absolutamente nada.

- Hiçbir şey duyamıyorum.
- Ben hiçbir şey duymuyorum.

Estoy absolutamente seguro de ello.

Bu konuda yüzde yüz eminim.

Esta traducción es absolutamente errónea.

Bu çeviri tamamen yanlış.

Absolutamente no lo sabes, ¿verdad?

Onu kesinlikle bilmiyorsun, değil mi?

No tengo absolutamente nada para contarles.

Tümüyle, söyleyecek hiçbir şeyim yok.

Es absolutamente vital tener seguridad psicológica.

psikolojik güven ortamı olması son derece elzemdir.

No entiendo absolutamente nada de alemán.

Ben Almancayı hiç anlamıyorum.

No estoy absolutamente de acuerdo contigo.

Sizinle tamamen aynı fikirde değilim.

No tienen absolutamente nada en común.

Onların hiç ortak yanı yok.

No tienes absolutamente nada que temer.

Kesinlikle korkacak hiçbir şeyin yok.

Absolutamente no puedo aprobar la proposición.

Öneriyi kesinlikle onaylayamam.

Este es un tópico absolutamente fascinante.

Bu kesinlikle büyüleyici bir konudur.

Lo que dices es absolutamente incorrecto.

Söylediğin kesinlikle yanlış.

No tengo absolutamente nada que hacer.

Kesinlikle benim bir ilgim yok.

Ella no tiene absolutamente ningún enemigo.

Onun kesinlikle düşmanları yoktur.

Sólo Dios puede ser absolutamente Todopoderoso.

Sadece Allah, kesinlikle mutlak kudret sahibi olabilir.

- Él no comió absolutamente nada por tres semanas.
- Durante 3 semanas, no comió absolutamente nada.

Üç haftadır, o hiçbir şey yemedi.

Las luces de advertencia estaban encendidas, absolutamente,

Uyarı sinyalleri her yerdeydi, kesinlikle

Todo, absolutamente todo, se basa en esto.

Her şey, tamamen her şey bunun üzerine kurulu.

Todos levanten este zoom ok? Absolutamente dañino

herkes kaldırsın bu Zoom u tamam mı? Kesinlikle çok zararlı

Algunas personas discuten sin absolutamente ningún motivo.

Bazı insanlar hiçbir neden olmadan kavga ederler.

Lo que él dice es absolutamente correcto.

Onun söylediği kesinlikle doğrudur.

Noel no sabe absolutamente nada al respecto.

Noel o konuda hiçbir şey bilmiyor.

No tengo absolutamente ningún problema con eso.

Bununla kesinlikle bir problemim yok.

Tom no tuvo absolutamente nada que ver.

Tom'un onunla kesinlikle ilgisi yoktu.

Cosas absolutamente absurdas suceden en este mundo.

Kesinlikle bu dünyada saçma sapan şeyler oluyor.

Y absolutamente crítico para la curación de heridas.

ve yara iyileşmesi için kesinlikle çok önemliydi.

Es absolutamente necesario que estés en la reunión.

Toplantıda olman kesinlikle gerekli.

No comí absolutamente nada en todo el día.

Tüm gün katiyen bir şey yemedim.

Él lo niega absolutamente todo, hasta el absurdo.

Gökteki güneşi bile reddediyor.

Estoy absolutamente seguro de que te equivocas en eso.

Bu konuda yanıldığından kesinlikle eminim.

Yo no uso taxis, a menos que sea absolutamente necesario.

Çok gerekli olmadıkça taksileri kullanmam.

- Este diccionario es totalmente inútil.
- Este diccionario es absolutamente inútil.

Bu sözlük tamamen yararsız.

Que es absolutamente necesario para que funcione a una escala global.

denklik konusundan veya iklim adaletinden bahsetmiyor.

Cuando aprendes algo, puedes decir que esta información es absolutamente correcta.

Bir şey öğrendiğinizde ya bu bilgi kesin doğrudur deyip bunu

No te habría pedido que vinieras si no fuera absolutamente necesario.

Çok gerekli olmasaydı senden gelmeni istemezdim.

El cuarto estaba tan oscuro que no podíamos ver absolutamente nada.

Oda o kadar karanlıktı ki hiçbir şey göremedik.

- Tom no dijo nada de nada.
- Tom no dijo absolutamente nada.

Tom hiçbir şey söylemedi.

Esto era absolutamente inaceptable. La sociedad no lo quiso ni una vez

bu kesinlikle kabul edilemez bir şeydi. Toplum bir kere bunu istemiyordu zaten

¿Estás absolutamente seguro de que quieres vender la guitarra de tu padre?

Babanın gitarını satmak istediğine tam olarak emin misin?

No hay absolutamente ninguna manera en que yo vaya de viaje solo.

Bir yolculuğa yalnız gitmemin kesinlikle imkanı yok.

- Mary se ve absolutamente imponente.
- Mary tiene un aspecto fenomenal.
- Mary tiene un aspecto impactante.

Mary kesinlikle şahane görünüyor.

Un poco de sinceridad es algo peligroso, y una gran cantidad de ella es absolutamente fatal.

Biraz samimiyet tehlikeli bir şeydir ve bununla ilgili büyük bir anlaşma kesinlikle ölümcüldür.

Tom cree que es absolutamente necesario beber al menos un litro de agua todos los días.

Tom her gün en az bir litre suyu içmenin kesinlikle gerekli olduğuna inanıyor.

- Pensé que un montón de gente iría con nosotros a hacer esquí acuático, pero no apareció absolutamente nadie más.
- Pensé que mucha gente iría a esquiar en el agua con nosotros, pero absolutamente nadie más apareció.

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.

En tanto en cuanto hagas lo que se te ha dicho que hagas, no tendremos absolutamente ningún problema.

Sana söylenilen şeyi yapar yapmaz, kesinlikle hiçbir sorunumuz olmayacak.

La mejor manera de realmente conocer a una persona es ver cómo se comporta cuando es absolutamente libre de elegir.

Bir insanı gerçekten tanımanın en iyi yolu o tamamen özgürken onun nasıl davrandığını görmektir.

- Lo de Tom ha sido absolutamente apabullante.
- Tom ha dado una clase magistral.
- Tom lo ha hecho de miedo.
- Tom ha estado genial.
- Tom ha estado estupendo.
- Tom lo ha hecho estupendamente.
- Tom ha estado increíble.
- Tom ha estado tremendo.
- Tom lo ha bordado.
- Tom les ha dado tres vueltas.

Tom kesinlikle müthişti.