Examples of using "Disparar" in a sentence and their turkish translations:
ateş etmesi
Ateş etmeyin.
Vurmak istemiyorum.
Sen sadece vuruldun.
Onu vuracağım.
Tom köpeği vurmayı reddetti.
Tom ayıya ateş edemedi.
Senin gibi ateş etmeyi öğrenmek istiyorum.
Az önce birini vurdum, sanırım.
Atımı vurmak zorunda kaldım.
Onlar iyi ata binebiliyor ve iyi ateş edebiliyorlardı.
Tom kimseyi vurmaya niyet etmedi.
1000 yıl sonra verimli ateş yakabiliyoruz
Tom'un Mary'ye ateş ettiğini gördüm.
Dikkatli ol, bu adamın ateş etme ruhsatı var!
- Onu vuracağım.
- Ona ateş edeceğim.
Diğer polisler kalabalığa ateş etmeye başladı.
Adam aniden silahını ateşlemeye başladı.
Bana göre porsuklar vurulmamalıdır.
Baybarsın birlikleri el silahlarının bir önceki formunu kullanıp düşmana ateş ediyorlardı
"Askerler, ateş emri verdiğimde yüreğime ateş" dedi.