Translation of "Depende" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Depende" in a sentence and their turkish translations:

Depende.

- Duruma göre değişir.
- Değişir.

- Eso depende del contexto.
- Depende del contexto.
- Depende el contexto.

- Bu, bağlama bağlıdır.
- O, içeriğe bağlıdır.

- Eso depende de vosotros.
- Eso depende de usted.

Bu size bağlı.

Depende de ti.

Bu size kalmış.

Depende del contexto.

O, içeriğe bağlıdır.

Todo depende de ustedes.

Bu tamamen size bağlı.

Esto depende de ustedes

Bu size bağlı.

No depende de Uds.

sizin yapabileceğiniz bir seçim değil.

depende de su audición.

...duyuşuyla hareket eder.

Depende de ti hacerlo.

Onu yapmak sana kalmış.

Ahora depende de ti.

Şimdi size kalmış!

Eso depende del contexto.

O, bağlama bağlıdır.

Tom depende de Mary.

Tom, Mary'ye güvenir.

Todo depende de cuándo.

O gerçekten ne zaman olacağına bağlı.

- El precio depende del tamaño.
- El precio depende de la talla.

Fiyat boyuta bağlıdır.

Y depende de nosotros ahora,

Ve şimdi bu bize kaldı,

Todo depende de su respuesta.

Her şey onun cevabına bağlı.

Tom depende demasiado de Mary.

Tom, Mary'ye çok fazla bağlıdır.

Japón depende del comercio exterior.

Japonya dış ticarete bağlıdır.

Realmente no depende de mí.

Bu gerçekten bana düşmüyor.

No sé. Depende del precio.

Bilmiyorum. Bu fiyata bağlı.

Depende del tiempo que haga.

Havaya bağlı.

La decisión depende de ti.

Karar vermek sana kalmış.

Es difícil, pero depende de ustedes.

Bu zor bir seçim ama karar sizin.

Decisión difícil, ¡pero depende de ustedes!

Bu zor bir karar, ama size bağlı.

Y realmente depende de la historia.

Ve gerçekten de hikâyeye göre değişiyor.

La pitón depende de otros sentidos.

...başka duyularıyla hareket ediyor.

Nuestra sociedad depende de la confianza:

Toplumumuz güvene dayanıyor:

¿Todavía depende Tom de sus padres?

- Tom hâlâ ebeveynlerine güveniyor mu?
- Tom geçimini hala ebeveynlerinden mi sağlıyor?

No estoy seguro de eso. Depende.

Onun hakkında emin değilim. Duruma göre değişir.

Todo depende del tiempo que haga.

O, tamamen havaya bağlıdır.

Depende de ti terminar el trabajo.

Görevi bitirmek size kalmış.

Su éxito depende de sus esfuerzos.

Onun başarısı çabalarına bağlıdır.

Depende de ti tomar la decisión.

Kararı vermek size kalmış.

Tom dice que depende de Mary.

Tom'a göre bu, Mary'nin kararı.

Él depende financieramente de su esposa.

O, mali açıdan karısına bağımlıdır

Ella depende todavía de sus padres.

O, hâlâ ebeveynlerine bağımlıdır.

"¿Cuándo volverás?" "Todo depende del clima."

"Ne zaman geri döneceksin?" "Bu tamamen havaya bağlı."

El éxito depende de tus esfuerzos.

Başarı sizin çabalarınıza bağlıdır.

Depende de ti tomar una decisión.

Bir seçim yapmak sana kalmış.

Depende de qué tan fuerte sea.

Bu onun ne kadar güçlü olduğuna bağlı.

Mi ascenso depende de su decisión.

Terfi etmem onun kararına bağlı.

El ajedréz no depende del azar.

Satrançta şansa güvenilmez.

Su respuesta depende de su humor.

Yanıtı onun ruh haline bağlıdır.

- Eso depende de si estás interesado o no.
- Esto depende en si estás interesado o no.

Bu, ilgilenip ilgilenmediğinize bağlıdır.

Porque si nuestra felicidad depende de ello,

Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--

Recuerden, es su aventura, depende de ustedes.

Unutmayın, bu sizin maceranız yani size bağlı.

Kyoto depende de la industria del turismo.

Kyoto turizm sektörüne bağımlıdır.

El chico depende totalmente de sus padres.

Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.

Todo depende de si pasas el examen.

Her şey, sınavı geçip geçmemene bağlı.

Ella depende de su marido para todo.

O, her şey için kocasına bağlıdır.

Eso depende en gran parte del contexto.

O büyük oranda içeriğe bağlı.

- Depende de mí.
- Me corresponde a mí.

Bu bana bağlı.

- No depende de mí.
- No me corresponde.

Bu bana bağlı değil.

Esta organización depende completamente de donaciones voluntarias.

Bu örgüt tamamen gönüllü bağışlara dayanmaktadır.

- Eso depende de ti.
- Es tu decisión.

Bu sana bağlı.

Donde cada especie depende de otras para sobrevivir.

diğerlerine bağımlı olduğu sonsuz ağın büyüsüne hayranım.

Vamos, podemos hacerlo, pero todo depende de ustedes.

Hadi, bunu yapabiliriz. Ama hepsi size bağlı.

A dónde vamos desde aquí, depende de ustedes.

Buradan nereye gideceğimiz size bağlı.

Vamos, ustedes pueden. Depende de ustedes, deben decidir.

Hadi, bunu yapabilirsiniz. Bu size bağlı. Bir karar vermelisiniz.

El éxito de nuestro negocio depende del clima.

İşimizin başarısı havaya bağlıdır.

La industria depende fuertemente de la financiación estatal.

Sektör, hükümetin finansmanına büyük ölçüde bağımlıdır.

La economía del país depende de la agricultura.

Ülke ekonomisi tarıma dayalıdır.

Su vida depende de la decisión del juez.

Onun hayatı hakimin kararına bağlı.

- Depende de ti.
- Es tu decisión.
- Tú decides.

Bu size kalmış.

Lo que hagas con ello, depende de ti.

- Onunla ne yapacağınız size kalmış.
- Onunla ne yapacağınıza siz karar verin.

El resultado del partido depende de su desempeño.

Oyunun sonucu onun performansına bağlı.

Es que la conexión depende no solo de mí.

o da bu ilişkinin sadece bana bağlı olmadığı.

La reducción de las emisiones depende de ambos factores.

Emisyonun azaltılması yükselmeyle bağlantılı.

Ahora su seguridad depende del oído y del olfato.

Güvenlikleri artık duymalarına ve koku almalarına bağlı.

En esta época del año, ella depende del salmón.

Yılın bu zamanı... ...somonla beslenir.

Depende de ti decidir si vamos allí o no.

Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana kalmış.

El punto de ebullición depende de la presión externa.

Kaynama noktası dış basınca bağlıdır.

La prosperidad de un país depende de sus ciudadanos.

Bir ülkenin refahı vatandaşlarına bağlı.

Japón depende de los países árabes para el petróleo.

Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.

- Ahora depende de mí.
- Ahora me corresponde a mí.

Şimdi bana kalmış.

El éxito depende más que nada en el esfuerzo.

Başarı çoğunlukla çabaya bağlıdır.

El éxito nocturno de los guepardos depende de la luna.

Çitanın gece başarısı Ay'a bağlıdır.

En nuestros antepasados, la mujer depende mucho de su pareja.

Atalarımızda kadın eşine çok bağlıdır

Ahora que eres mayor, decidir qué hacer depende de ti.

Mademki yetişkinsin, ne yapacağına karar vermek sana kalmış.

La popularidad de los sitios web depende de su contenido.

Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.

- Es independiente de sus padres
- No depende de sus padres.

Ailesinden ayrıdır.

Depende de cuánto tiempo sus clases de francés fueron en francés

Bu durum kaç dersinizin, İngilizce konuşarak Fransızcadan bahsetmek yerine,

La supervivencia de esta joven manada depende de la leona principal.

Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.

Y depende de nosotros encontrar la forma de restaurar esa confianza,

Güveni yeniden oluşturmanın yolunu bulmak bizim sorumluluğumuz

Depende de a lo que te refieras con "creer" en Dios.

Tanrı'ya "inanmak"la neyi kastettiğine bağlı.

Japón depende de los países árabes para su suministro de petróleo.

Japonya, petrol temini için Arap ülkeleri bağlıdır.

El punto de vista de uno depende de dónde esté sentado.

Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.

Si es así, elijan "Repetir el episodio". Recuerden, depende solo de ustedes.

Öyleyse "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin. Unutmayın, bu tamamen size bağlı.

Qué tanta cerveza tome la gente depende en buena parte del clima.

İnsanların ne kadar bira içtiği genelde havaya bağlıdır.