Translation of "Sentirse" in Turkish

Llamémosle sentirse incompleto.

ama ona tamamlama diyelim.

Deberían sentirse mal

kötü hissetmelisiniz

Hablo sobre sentirse solo.

Yalnız olmaktan bahsediyorum.

Empezó a sentirse mal.

O kötü hissetmeye başladı.

Todos quieren sentirse amados.

Herkes sevilmeyi hissetmek istiyor.

Tom quiere sentirse importante.

Tom önemli hissetmek istiyor.

En general, pasaron de sentirse encerrados a sentirse liberados y expandidos.

Kısılı kaldıkları kapandan özgür kalarak dışarı çıkmışlardı.

Y más al sentirse completas.

daha çok bütün hissetmekle alakalı.

La gente quiere sentirse segura.

İnsanlar kendilerini güvende hissetmek isterler.

Tom dice no sentirse cansado.

Tom yorgun hissetmediğini söylüyor.

Sami comenzaba a sentirse asfixiado.

Sami kendini boğulmuş hissetmeye başlıyordu.

Gina estaba empezando a sentirse halagada.

Gina dalkavukluk etmeye başlıyordu.

- Lo que dijiste le hizo sentirse mucho mejor.
- Lo que dijisteis le hizo sentirse mucho mejor.
- Lo que usted dijo le hizo sentirse mucho mejor.
- Lo que ustedes dijeron le hizo sentirse mucho mejor.

Senin sözlerin onu çok daha iyi hissettirdi.

Para entrar en confianza y sentirse cómodos.

Böylece onlara güveniyorlar ve güvende hissediyorlardı.

A sentirse recompensado, la mayor parte del tiempo.

çoğu zaman ödüllendirilmeye gider.

Muchos pacientes decían sentirse aletargados e incapaces de sentir.

Birçok hasta hissizleştiklerini ve hiçbir duyguyu hissedemediklerini söylüyordu.

Está la creencia de sentirse dentro de un grupo,

kendi çevrenizdeki insanların birtakım dış gruplardan

Uno no puede sentirse tranquilo con un dolor de cabeza.

Bir baş ağrısı ile rahat hissedemezsin.

Solo hay dos formas de que puedan sentirse bien en esta situación.

Bu durumda kendini iyi hissetmenin sadece iki yolu vardır.

No lo culpé por sentirse de la manera en que lo hizo,

Böyle hissettiği ve intihara kalkıştığı için

El porcentaje de personas que dicen sentirse solas se ha duplicado al 40 %.

yalnız olduğu bilgisini veren insanların oranı iki kat artarak %40'a çıktı.

- Tom le dijo a Mary que debería avergonzarse de sí misma.
- Tom le dijo a Mary que debería sentirse avergonzada.

Tom Mary'ye kendinden utanması gerektiğini söyledi.