Examples of using "Darte" in a sentence and their turkish translations:
yazıklar olsun
yazıklar olsun!
- Bunu sana vermek istedim.
- Bunu size vermek istedim.
Sana verecek bir şeyim yok.
Sana biraz tavsiye vereyim.
Keşke sana bir şey verebilsem.
Biraz istirahat etmelisin.
Sana teşekkür etmek istedim.
Sana bir şey vereceğim.
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
Sana teşekkür etmek istiyorum.
Size biraz yararlı bilgi verebilirim.
Sana verecek bir şeyim var.
- Bir örnek vermeme izin ver.
- Size bir örnek vereyim.
Lütfen acele eder misin?
Tom'un sana vermemi istediği şeyi sana vermeyi unuttum.
Size verecek hoş bir hediyem var.
Sana verecek bir şeyim yok.
Sana iki ipucu vereceğim.
Sana bir ders öğreteceğim.
Bunu sana vermek istiyorum, Tom.
Tom sana bir şey vermemi rica etti.
Sana verecek bir şeyim var.
Sana yarın ders veremeyeceğim.
Gerçekten acele etmene gerek var mı?
Paramı sana vermek istemiyorum.
Sana bunu vermek için geldim.
Bunu sana vermek için gönderildim.
Bunları sana vermek istedim.
Sana uzun bir ömür verebilirim.
Sana bir tavsiye vermek istiyorum.
Ben sadece sana teşekkür etmek istedim.
- Sana o izlenimi vermeyi amaçlamamıştım.
- Sana o izlenimi vermek istememiştim.
Tom sana tekme atmaya çalıştı mı?
mesela size bir örnek vereyim
Ben sana bir veda öpücüğü vermek istiyorum.
Tom, sana vermek istediğim bir şey var.
Sana teşekkür etmek için geldim.
Sana biraz dostça öğüt verebilir miyim?
Sana acil cevap veremem.
Ağrın için sana bir şey verebilirim.
Sana izin verme yetkim yok.
size şöyle aktarayım kendimden örnek vereyim
Oh, bu arada, sana vereceğim bir şey var.
Sana teşekkür etmeden ayrılmak istemedim.
O sana teşekkür etmeli.
Yüzüne yumruk atmak istiyorum.
Sana herhangi bir tavsiye verecek bir konumda değilim.
Sana bir şey vermek istiyorum.
Tom şu anda sana bir cevap veremez.
Anahtarı sana vermek isterim ama veremem.
Acele etmelisin.
Sana bu haberi vermekten nefret ediyorum ama, başka birini buldum.
Tom senin ifadeni alacağını söylüyor.
Sahip olduğum her şeyi sana vermek için bana zaman ver!
Unutmadan önce bunu sana vereyim.
bir ilginç bilgi daha aktarayım yarasalarla ilgili
Ben sadece size teşekkür etmek istiyorum.
Bankalar yakında kapanacağı için acele etsen iyi olur.
Eğer istersen sana ikinci bir şans vermeye hazırım.
- Sana otuz dolar vereceğim.
- Size otuz dolar vereceğim.
Acele etmelisin.
Yapmak zorunda olduğun ilk şey banyo yapmaktır.
Seni öpmek istediğimi sana ne düşündürdü?
Bu hayvanların şartlara uyum sağlayabilir olduğunu görmenizi sağlıyor bu.
Sana bir şey vermek istiyordum ama ne istediğinden emin değildim.
Refahın sonsuza dek sürmeyeceğini fark etmelisin.
Neden onu yapman gerektiği konusunda sana birkaç başka neden vereyim.
Sana söyleyecek iyi bir şeyim var.
Pes etme, onu başarabilirsin, sana güveniyorum.
Acele etmek zorunda değilsiniz.
Sen ne olduğunu fark edemeyecek kadar eğlenmekle meşguldün.
Ben sana tekrar sırtımı dönmeyeceğim.
Benim için yaptıkların için yeterince teşekkür edemiyorum.
Mary sana bir şans daha verecek.
- Dur sana bir sarılayım.
- Sana sarılmama izin ver.
Geçen hafta Bay Wood'a yazdım ve sana çiftlikte bir iş vermesini istedim.
Benim için yaptığın her şey için sana teşekkür etmek istiyorum.
Yapmak istediğim son şey beni kovmak için sana herhangi bir sebep vermek.