Translation of "Contenido" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Contenido" in a sentence and their turkish translations:

Uds. crean el contenido original,

Orijinal içerik üretiyorsunuz,

Al contenido de sus conversaciones telefónicas,

telefon konuşmalarının içeriği,

No solo era aprender el contenido;

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

¿Puedo ver el contenido del paquete?

Ben paketin içeriğini görebilir miyim?

De hecho, estudié todo el contenido.

Aslında, tüm içeriği okudum.

Ni dirigía su contenido de ninguna forma,

veya seansın içeriğini hiçbir bir şekilde yönetmiyordu.

Facilitando así el disfrute solitario del contenido.

ve sonuç olarak tek başımıza o içerikten zevk almamız oldukça kolaylaştı.

Que una hora mirando contenido de terceros?

geçen bir saatten daha mı karlıydı?

El contenido de la carta era secreto.

Mektubun içeriği gizliydi.

Él vació el contenido de sus bolsillos.

Cebindekileri boşalttı.

Todo eso se relaciona con el contenido emocional:

Bunlar hissi içerik ile ilişkililer;

Para llevar el contenido adecuado a las personas adecuadas

doğru içerikte doğru insanlarla çalışmak,

Pagan ligas deportivas para que les den contenido original,

spor liglerine size orijinal içerik sağlaması için para veriyorsunuz,

Otras veces, la gente quiere ver películas de contenido profundo.

Başka zaman da insanlar yoğun dolu dolu filmler izlemek ister.

La popularidad de los sitios web depende de su contenido.

Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.

Este sitio tiene contenido inapropiado para menores de 18 años.

Bu site 18 yaşın altındaki kişiler için uygun olmayan içerik içeriyor.

Y puede ayudar a mantener el contenido nutricional de los vegetales.

tarımsal tedarik zincirini de kısaltmaya yardımcı olabilir.

Que intentan desglosar el contenido de la mochila de este visitante.

eşyaları kullanmayı amaçlayan bu orangutan gibi meraklılar.

CA: Y luego no se trataba solo de producir contenido nuevo.

CA: Ve bununla sadece yeni içerik üretmediniz.

La etiqueta advierte que el contenido de la caja es frágil.

Etiket kutusunun içeriğinin kırılgan olduğunu uyarıyor.

Para que los usuarios puedan seguir alojando contenido y creando sitios web

sansürleyeceği içerikleri barındırıp websiteleri yaratmaya devam edebilmeleri

Todo mientras, los romanos asumieron que Hannibal está contenido en el norte.

Bütün bunlar olurken, Romalılar Hannibal'ın hala kuzeyde kaldığını düşünmekteydi.

Curiosity Stream presenta muchas exclusivas y originales galardonadas, y todo su contenido

Curiosity Stream, birçok ödüllü özel ve orijinal içeriğe sahiptir ve tüm içeriği

Ahora quiero recapitular el contenido de la presentación y sacar una conclusión.

Sunumun içeriğini özetlemek ve bir sonuç çıkarmak istiyorum.

Tom abrió la caja pequeña y vació el contenido sobre la mesa.

Tom küçük bir kutu açtı ve içindekileri masaya boşalttı.

También puede seguirnos en Facebook, Instagram o Twitter para obtener contenido histórico adicional

ve düzenli güncellemeler için bizi Facebook, Instagram veya Twitter'da da takip edebilirsiniz

También puede seguirnos en Facebook, Instagram o Twitter para obtener contenido histórico extra épico

ve düzenli güncellemeler için bizi Facebook, Instagram veya Twitter'da da takip edebilirsiniz

La naturaleza es el único libro que ofrece un gran contenido en cada hoja.

Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.

Cuando vayan a la playa observen la inmensidad del universo contenido en el océano.

Plaja gittiğin zaman okyanusta bulunan evrenin sınırsızlığını görürsün.

Una persona que conozca el número de la reunión podría asistir a la clase y escribir contenido pornográfico o virus.

toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş