Translation of "Cobra" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Cobra" in a sentence and their turkish translations:

Eso cobra sentido.

Mantıklı.

Cobra un buen salario.

İyi ücret alıyor.

Abogado cobra honorarios de abogado

Vekalet ücreti alıyor avukatı

Todo tu cuerpo cobra vida.

Tüm vücudun canlanıyor.

Por favor cobra este cheque.

Lütfen bu çeki nakite çevirin.

En cuanto cobra, se lo gasta.

- Aylığını alır almaz, onun hepsini harcadı.
- Maaşını aldığı gibi hepsini harcadı.

Me cobra 30 euros cada vez que voy al dentista.

Ben dişçiye her ziyaret için 30 Euro öderim.

- Él cobra un buen sueldo.
- Él recibe un buen sueldo.

- O iyi bir maaş alır.
- Güzel bir maaş alıyor.

El traicionero terreno cobra las vidas de muchas más tropas y animales.

Tehlikeli arazi daha çok asker ve hayvana mezar yeri olmuştu.

Fue buena idea elegir esta cueva. La jungla cobra más vida durante la noche.

Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.

"Enfrentamientos en día de elecciones entre protestantes y la policía cobra al menos 10 vidas más"

Seçim günü, protestocular arasında en az 10 can kaybının daha yaşadığını iddia ediliyor