Translation of "Clásica" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Clásica" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Os gusta la música clásica?
- ¿Te gusta la música clásica?

Klasik müzik hoşuna gidiyor mu?

Estuvimos oyendo música clásica.

Klasik müzik dinliyorduk.

No tengo música clásica.

Benim hiç klasik müziğim yok.

Me gusta escuchar música clásica.

Klasik müzik dinlemek hoşuma gider.

Me gusta la música clásica.

Ben klasik müziği severim.

Mi padre escucha música clásica.

Babam klâsik müzik dinler.

¿Te interesa la música clásica?

Klasik müziği sever misin?

¿Te gusta escuchar música clásica?

Klasik müzik dinlemeyi sever misin?

- A Tom le encanta escuchar música clásica.
- A Tomás le gusta escuchar música clásica.

Tom klasik müzik dinlemeyi sever.

Me gusta mucho escuchar música clásica.

Klasik müzik dinlemeyi çok severim.

Me interesa mucho la literatura clásica.

Klasik edebiyatla çok ilgileniyorum.

Te gusta la música clásica, ¿no?

Klasik müziği seversiniz, değil mi?

¿Cuál es tu película clásica favorita?

Gözde tarihi filmin nedir?

A Betty le gusta la música clásica.

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

¡Sí que me gusta la música clásica!

Klasik müzikten hoşlanırım!

A ella le gusta escuchar música clásica.

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

A Tom le encanta escuchar música clásica.

Tom klasik müzik dinlemeyi sever.

Tom no sabe nada de música clásica.

Tom klasik müzik hakkında bir şey bilmiyor.

Me gusta la música, especialmente la música clásica.

Müziği, özellikle de klasik müziği severim.

Uno de mis hobbies es la música clásica.

Hobilerimden biri klasik müziktir.

Anoche asistimos a un concierto de música clásica.

Dün gece bir klasik müzik konserine gittik.

A Tom no le gusta la música clásica.

Tom klasik müzikten hoşlanmaz.

¿Qué te gusta más, la música rock o la música clásica?

Hangisini daha çok seviyorsun, rock ya da klasik müzik?

A Tom le gusta la música clásica pero a Mary no.

Tom klasik müziği sever ama Mary sevmez.

Me gusta no solo la música clásica sino también el jazz.

Sadece klasik müziği değil aynı zamanda jazzı da severim.

Tom no sabía que Mary estuviera interesada en la música clásica.

Tom Mary'nin klasik müzikle ilgilendiğini bilmiyordu.

La última vez que leí literatura japonesa clásica fue en la preparatoria.

Klasik Japon edebiyatını son kez lisede okudum.

No creo que Tom y Mary sepan mucho de la música clásica.

Tom'un ve Mary'nin klasik müzik hakkında çok şey bildiklerini düşünmüyorum.

A Tom le gusta la música clásica pero a Mary no le gusta.

Tom klasik müziği sever ama Mary sevmez.

A ella le encanta la música clásica, mientras que yo prefiero el jazz.

O klasik müzik seviyor oysa ben cazı tercih ederim.

A ella le gustan los compositores de la era clásica como Mozart o Beethoven.

O, Mozart veya Beethoven gibi klasik dönemin bestecilerini seviyor.