Translation of "Bebió" in Turkish

Bebió leche.

Süt içti.

¿Qué bebió?

O ne içti?

Tom bebió.

Tom içki içti.

Él bebió cerveza.

O, bira içti.

Tom bebió limonada.

Tom limonata içti.

Ayer bebió mucho.

Dün çok içti.

Tom bebió demasiado.

Tom çok içti.

Alí bebió ayran.

Ali ayran içti.

Alí bebió café.

Ali kahve içti.

Alí bebió zumo.

Ali meyve suyu içti.

Tom bebió demasiado anoche.

Tom dün gece oldukça çok fazla içti.

Él bebió un poco.

O biraz içti.

Sami bebió seis cervezas.

Sami altı bira içti.

- Él no se bebió esa leche.
- Ella no bebió esa leche.

O sütü içmedi.

Bebió un vaso de leche.

Bir bardak süt içti.

Él se bebió una cerveza.

O, bir bira içti.

- ¿Qué tomó ella?
- ¿Qué bebió?

O ne içti?

Él bebió detergente por accidente.

Kazayla deterjan içti.

Alí bebió zumo de manzana.

Ali elma suyu içti.

Alí bebió una bebida energética.

Ali enerji içeceği içti.

Alí bebió leche de cabra.

Ali keçi sütü içti.

Alí bebió té con limón.

Ali limonlu çay içti.

Se bebió una botella de vino.

O bir şişe şarap içti.

Él bebió directo de la botella.

O doğruca şişeden içti.

Tom bebió un vaso de vino.

Tom bir bardak şarap içti.

Él bebió tres vasos de agua.

O üç bardak su içti.

Tom bebió directo de la lata.

Tom doğrudan tenekeden içti.

Tom bebió un sorbito de brandi.

Tom bir yudum brendi aldı.

Tom bebió un sorbo de limonada.

Tom limonatasından bir yudum aldı.

Tom bebió un sorbo de vino.

Tom bir yudum şarap aldı.

- Tom bebió leche.
- Tom tomó leche.

Tom süt içti.

Él bebió una taza de café.

O bir fincan kahve içti.

Se lo bebió de un trago.

Bir yudumda içti.

Jean bebió muchas botellas de vino.

John birçok şişe şarap içti.

¿De verdad se bebió Tom eso?

Tom gerçekten onu içti mi?

Él bebió una copa de vino tinto.

O bir bardak kırmızı şarap içti.

Tom bebió un sorbito de su vaso.

Tom içkisinden bir yudum aldı.

Ella se bebió tres vasos de café.

- Üç fincan kahve içti.
- O, üç fincan kahve içti.

Él cometió un error y bebió veneno.

O bir hata yaptı ve zehir içti.

Tom se bebió un chupito de güisqui.

Tom bir fırt içki içti.

Él bebió zumo de naranja de una botella.

O bir şişeden portakal suyu içti.

Tom bebió directamente de la botella de vino.

Tom doğrudan şarap şişesinden içti.

No tiene buen aspecto. Probablemente bebió demasiado anoche.

O iyi görünmüyor. Dün gece çok içmiş olmalı.

Tom bebió un sorbo de su lata de cerveza.

Tom bira tenekesinden bir yudum aldı.

Tom bebió otro sorbo de su vaso de cerveza.

Tom bira bardağından bir yudum daha aldı.

El perro bebió un poco de agua y se fue.

Köpek biraz su içti ve uzaklaştı.

Ella se bebió dos vasos de vino en la fiesta.

Partide iki bardak şarap içti.

Tom se bebió un café mientras Mary se fumaba un cigarro.

Mary sigara içerken Tom kahve içti.

Tom tiene un dolor de cabeza terrible porque bebió demasiado anoche.

Tom'un korkunç bir baş ağrısı var çünkü dün gece çok içti.

- Ella bebió una taza de leche.
- Se tomó una taza de leche.

O bir bardak süt içti.

El gatito bebió a lengüetadas la leche que puse en el platillo.

Kedi yavrusu fincan tabağına döktüğüm sütü şapırdatarak içti.

Tom se comió una tostada y se bebió una taza de café.

Tom bir parça tost yedi ve bir fincan kahve içti.

Tom bebió mucho anoche y esta mañana tiene un poco de resaca.

Tom dün gece çok içti ve bu sabah biraz akşamdan kalma.

- Él bebió una taza de café.
- Él se tomó una taza de café.

O bir fincan kahve içti.

- Tom tomó un vaso de leche.
- Tom se bebió un vaso de leche.

Tom bir bardak süt içti.

- Tom se tomó una taza de café.
- Tom bebió una taza de café.

Tom bir fincan kahve içti.

- Creo que Tom bebió de mi vaso por error.
- Creo que Tom se equivocó al beber de mi vaso.
- Me parece que Tom bebió de mi vaso porque se equivocó.

Sanırım Tom yanlışlıkla benim bardağımdan içti.

Tom bebió un sorbo de su trago y puso el vaso de vuelta en la mesa.

Tom içkisinden bir yudum aldı ve bardağı masaya geri bıraktı.

"Tom bebió tres vasos de café después de cenar." "No me sorprende que no pudiera dormir."

"Tom akşam yemeğinden sonra üç fincan kahve içti." "Uyuyamamasına şaşmamalı."

- Tom se tomó una taza de café.
- Tom tomó una taza de café.
- Tom bebió una taza de café.

Tom bir fincan kahve içti.