Translation of "Ann" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Ann" in a sentence and their turkish translations:

Ann parece enferma.

Ann hasta görünüyor.

Ann es animadora.

Ann bir amigo.

- Debo pedir disculpas a Ann.
- Tengo que disculparme con Ann.

Ann'e özür dilemeliyim.

Ann tiene muchos amigos.

Ann'in birçok arkadaşı var.

Se casó con Ann.

O Ann ile evlendi.

¿Quién llamó a Ann?

- Ann'e kim telefon etti?
- Ann'i kim aradı?

Sé amable con Ann.

Ann'e karşı nazik olun.

- Ann terminó de pintar la pintura.
- Ann acabó de pintar el cuadro.

Ann resmi yapmayı bitirdi.

John y Ann se quieren.

John ve Ann birbirlerini seviyorlar.

Ann es una niña pequeña.

Ann küçük bir kızdır.

Ann no consigue encontrar trabajo.

Ann bir iş bulmayı başaramaz.

Ann cruzó el río nadando.

Ann nehrin karşı tarafına yüzdü.

Ann tiene un buen corazón.

Ann'in müşfik bir kalbi var.

Ann me dio este regalo.

Ann bu hediyeyi bana verdi.

Debo pedir disculpas a Ann.

Ann'e özür dilemeliyim.

Ann tiene debilidad por el chocolate.

Ann çilolataya düşkün.

Yo hice una muñeca para Ann.

Ann için bir bebek yaptım.

A Ann le encanta el chocolate.

Ann çikolatayı sever.

Confundí a Ann con su hermana.

- Ben onun kız kardeşini Ann zannettim.
- Ann'i kız kardeşi sandım.

Parece que él conoce a Ann.

Görünüşe göre Ann'ı tanıyor.

A Ann le gusta escribir poemas.

Ann, şiir yazmayı sever.

Ann escribió algo en la pizarra.

Ann tahtaya bir şeyler yazdı.

Cuando leí las palabras de Ann Coulter

Ann Coulter'ın yazdıklarını okuduğumda

La confundí con la hermana de Ann.

Onu Ann'in kız kardeşiyle karıştırdım.

Ann tiene una debilidad por el chocolate.

Ann'in çikolataya zafiyeti var.

A Ann le gusta mucho el chocolate.

Ann çikolatayı çok sever.

Yo contraté a Ann como mi secretaria.

Ann'i sekreterim yaptım.

A Ann le gusta mucho la música.

- Ann müziği çok seviyor.
- Ann müzikten çok hoşlanır.

Ann acaba de terminar de escribir su informe.

Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

Le pregunté a Ann si ella era estudiante.

Ann'in bir öğrenci olup olmadığını sordum.

Ann le cantó una nana a su hermana pequeña.

Ann, küçük kız kardeşine bir ninni söyledi.

La madre de Barack Obama, Ann Dunham, era antropóloga.

Barack Obama'nın annesi Ann Dunham bir antropologdu.

Tom le sugirió a Ann que debería vender la casa.

Tom Ann'e evini satmasını önerdi.

Todos los profesores saben que Ann es una buena atleta.

Her öğretmen, Ann'in iyi bir atlet olduğunu bilir.

A Ann nada en el mundo le gusta más que el chocolate.

Ann çikolatayı her şeyden daha çok seviyor.

- Ana no tenía amigos con quienes poder jugar.
- Ann no tenía amigos con quienes jugar.

Ann'in birlikte oynayacak arkadaşları yoktu.

- Él se casó con Ann el mes pasado.
- Él se casó con Ana el mes pasado.

Geçen ay Ann ile evlendi.