Translation of "Llamó" in Turkish

0.107 sec.

Examples of using "Llamó" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Quién llamó?
- ¿Quién llamó por teléfono?

- Kim telefon etti?
- Telefon eden kimdi?

Tom llamó.

Tom aradı.

Nadie llamó.

Hiç kimse aramadı.

Me llamó.

O beni aradı.

Llamó Tom?

Tom daha aramadı mı?

¿Quién llamó?

Kim telefon etti?

- Ella lo llamó al teléfono.
- Le llamó por teléfono.
- Ella lo llamó por teléfono.

O, onu telefonla aradı.

¿Me llamó alguien?

Beni arayan oldu mu?

¿Quién me llamó?

Beni kim aradı?

¿Te llamó Tom?

Tom seni aradı mı?

Tom nos llamó.

Tom bizi aradı.

¿Quién te llamó?

Seni kim aradı?

Tom te llamó.

Tom seni aradı.

¿Quién los llamó?

Onları kim aradı?

Ella lo llamó.

O onu aradı.

Él lo llamó.

O onu adlandırdı.

- Ella llamó a su madre.
- Llamó a su madre.

O, annesini aradı.

- Él llamó a un taxi para mí.
- Me llamó un taxi.
- Llamó a un taxi para mí.
- Él me llamó un taxi.

- O, bana bir taksi çağırdı.
- O bana bir taksi çağırdı.
- O benim için bir taksi çağırdı.

- Él llamó a un taxi para mí.
- Me llamó un taxi.
- Él me llamó un taxi.

- O benim için bir taksi çağırdı.
- O, benim için bir taksi çağırdı.

Me llamó desde Tokio.

O, beni Tokyo'dan aradı.

Él me llamó gordo.

Bana şişman dedi.

Alguien llamó a Tom.

Birisi Tom'u aradı.

Nadie llamó a Tom.

Kimse Tom'u aramadı.

¿Cómo me llamó Tom?

Tom bana ne dedi?

Bill me llamó anoche.

Bill dün gece beni aradı.

Una chica me llamó.

Bir kızdan çağrı aldım.

Él me llamó cobarde.

O bana bir korkak dedi.

¿Quién llamó a Ann?

- Ann'e kim telefon etti?
- Ann'i kim aradı?

Tom llamó a Mary.

Tom, Mary'yi aradı.

¿Cuántas veces llamó Tom?

Tom kaç kez aradı?

¿Desde dónde llamó Tom?

Tom nereden aradı?

Ella llamó al psiquiatra.

O, akıl hastalıkları uzmanını çağırdı.

¿Por qué me llamó?

Neden o beni aradı?

Tom me llamó hoy.

Tom bugün beni aradı.

Me llamó mi madre.

Annem beni aradı.

Le llamó por teléfono.

O, onu telefonla aradı.

Jim me llamó cobarde.

Jim bana korkak dedi.

Él me llamó Ichiro.

O bana Ichiro dedi.

Ella lo llamó tarado.

Ona bir aptal dedi.

Ella le llamó mentiroso.

Ona bir yalancı dedi.

Ella le llamó Charles.

O, ona Charles adını verdi.

¿Cuántas veces llamó ella?

O kaç kere aradı?

Se llamó al FBI.

FBI çağrıldı.

- Daniela me llamó a casa.
- Daniela me llamó a la casa.

daniela beni evde aradı.

- Llamó a un taxi para mí.
- Él me llamó un taxi.

O benim için bir taksi çağırdı.

- Ella no llamó después de todo.
- Al final no llamó.
- Ella no llamó al fin y al cabo.

Beklenenin tersine telefon etmedi.

Me llamó un muchacho estúpido.

Bana aptal bir çocuk dediler.

Mi padre me llamó Kazunari.

Babam bana Kazunari adını verdi.

Ella me llamó un taxi.

Bana bir taksi çağırdı.

Alguien llamó a la puerta.

Biri kapıyı çaldı.

Ella nos llamó la atención.

O, bizim dikkatimizi çekti.

Ella me llamó desde Tokio.

O beni Tokyo'dan aradı.

Ella me llamó muchas veces.

O, beni defalarca aradı.

- Alguien llamó.
- Ha llamado alguien.

- Birisi aradı.
- Biri aradı.

¿Por qué te llamó Tom?

Tom seni neden aradı?

Mi amigo me llamó cobarde.

Arkadaşım bana bir korkak dedi.

Mick llamó al bebé Richard.

Mick bebeğe Richard adını verdi.

Tom llamó a la policía.

Tom polisi aradı.

Ella me llamó zorra estúpida.

O bana aptal sürtük dedi.

Mary me llamó zorra estúpida.

Mary bana aptal bir fahişe dedi.

Llamó a su perro Popeye.

O, köpeğine Popeye adını verdi.

Él me llamó un taxi.

O bana bir taksi çağırdı.

Tom me llamó desde Boston.

Tom beni Boston'dan aradı.

Tom llamó a Mary ayer.

Tom dün Mary'yi aradı.

Tom llamó a Mary cobarde.

Tom Mary'ye korkak diye bağırdı.

Tom me llamó de todo.

Tom bana küfretti.

Tom no llamó al 911.

Tom 911'i aramadı.

- Él llamó a un taxi para mí.
- Llamó a un taxi para mí.

O benim için bir taksi çağırdı.

- Por favor decile a Tom que Mary lo llamó.
- Por favor decile a Tom que Mary llamó.
- Por favor dile a Tom que Mary llamó.
- Por favor dígale a Tom que Mary llamó.
- Dígale a Tom que Mary llamó, por favor.
- Decile a Tom que Mary llamó, porfa.

Tom'a Mary'nin aradığını söyle lütfen.

La última vez que lo llamó.

aşağılayıcı yorumları hatırlıyor.

Esto se llamó organización terrorista ergenekon

buna da ergenekon terör örgütü denmişti

Meg te llamó cuando no estabas.

Sen yokken Meg seni aradı.

Ella llamó Ted a su oso.

Ona ayısını Ted olarak çağırdı.

Ella le llamó por su nombre.

O ona ismiyle seslendi.

Ella me llamó muy tarde anoche.

Dün gece çok geç saatlerde beni aradı.

Un amigo mío me llamó anoche.

Bir arkadaşım dün gece beni aradı.

María llamó a su madre brasileña.

Maria Brezilyalı annesini aradı.

Su madre llamó a la puerta.

Annesi kapıyı çaldı.

Una chica me llamó por teléfono.

Bir kız beni aradı.

Anoche Ming llamó a su amigo.

- Ming dün akşam arkadaşını aradı.
- Dün gece Ming arkadaşını çağırdı.

Tomás la llamó idiota a María.

Tom, Mary'ye aptal dedi.

Tom llamó a su perro Rex.

- Tom, köpeğinin adını Rex koydu.
- Tom köpeğine Rex adını verdi.

No sé quién te llamó ayer.

Seni dün kimin aradığını bilmiyorum.

Su fuerte voz llamó mi atención.

Onun yüksek sesi dikkatimi çekti.