Translation of "Amarillo" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Amarillo" in a sentence and their turkish translations:

Me llevo el amarillo.

Ben sarı olanını alacağım.

El plátano es amarillo.

Bir muz sarıdır.

El carro es amarillo.

Araba sarıdır.

El libro es amarillo.

Kitap sarı.

El sol es amarillo.

Güneş sarıdır.

- Somos dueños de un auto deportivo amarillo.
- Poseemos un auto deportivo amarillo.

Sarı bir spor arabaya sahibiz.

Me encanta mi jersey amarillo.

Ben sarı kazağımı seviyorum.

Me gusta el color amarillo.

Sarı rengi severim.

Puede ser rojo, verde o amarillo.

Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.

Mi corazón es verde y amarillo.

Kalbim yeşil ve sarıdır.

Ellos pintaron su casa amarillo claro.

Evlerini parlak sarıya boyadılar.

Tom tiene un auto deportivo amarillo.

Tom'un sarı bir spor arabası var.

Eso no es amarillo; es verde.

Bu sarı değil, yeşil.

Ella se sentará en el sofá amarillo.

Sarı kanepeye oturacak.

¿Quién es la niña en el impermeable amarillo?

- Sarı yağmurluk giyen kız kim?
- Sarı yağmurluklu kız kim?

Jane llevaba un lazo amarillo en el pelo.

Jane'in saçında sarı bir kurdela vardı.

Usaré esas tijeras para cortar el papel amarillo.

Sarı kağıdı kesmek için o makası kullanacağım.

Mi amigo compró un coche de color amarillo.

- Arkadaşım sarı bir araba aldı.
- Arkadaşım sarı bir araba satın aldı.

¿Por qué no te pruebas este suéter amarillo?

Bu sarı kazağı niçin denemiyorsun?

- Yo nunca he visto un submarino amarillo en mi vida.
- Yo no he visto en mi vida un submarino amarillo.

Hayatımda sarı bir denizaltı hiç görmedim.

Pero ahora la madre asociará para siempre el amarillo

ama anne bundan sonra, sarı rengi daima tehlikeyle

La chica llevaba en el pelo un lazo amarillo.

Kız saçına sarı bir kurdele takıyordu.

Ellos pintaron de amarillo los marcos de las ventanas.

Onlar pencere çerçevelerini sarıya boyadı.

El patito de hule de mi hijo es amarillo.

Oğlumun lastik ördeği sarı renklidir.

Normalmente el color amarillo se ve como un color feliz.

Sarı, genellikle çok mutlu bir renk olarak anılır.

La madre solo ve el borrón amarillo por un segundo,

Anne bir anlığına, bulanık bir şekilde sarı rengi görüyor,

Mi mamá le compró un paraguas amarillo a mi hermano.

Annem erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

Mientras que cantidades extremas de color amarillo hace llorar a los bebes.

aşırı derecede sarı rengine maruz kalmak bebekleri ağlatıyor.

Ver a la mujer con el sombrero amarillo me recordó una historia.

Kadını sarı bir şapkayla görmek bana bir hikayeyi hatırlattı.

La arena es amarilla, y también el sol es amarillo. La arena y el sol son amarillos.

Kum sarıdır, ve güneş de sarıdır. Kum ve güneş sarıdır.

La única cosa sobre la mesa que normalmente no comería es esa cosa en el plato amarillo.

Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.