Examples of using "¿da" in a sentence and their turkish translations:
Gerçekten tüyler ürpertici!
Rahatsız edilmiyorum.
çok büyük cezalar veriyor
Leonardo Da Vinci
O bize elbiseler verir.
- Arkanı dön.
- Dönün.
- Dön!
Bir göz atın.
Bu yer tüylerimi ürpertiyor.
-İş ağır mı? -Çok ağır.
Hesabı alabilir miyim?
Ben bir makbuz alabilir miyim.
Sayfayı çevirin.
- Geri adım at.
- Bir an durup düşün.
- Bir adım geri at.
Bir portakal ağacı portakal sağlar.
Aşk kanatlandırır.
O, korkutucu değil.
Bu beni korkutuyor.
Sıradaki kim?
Burada olmak hoş.
O bize para verir.
Tom midemi bulandırır.
Tom beni korkutuyor.
- Allah bana mutluluk verir.
- Tanrı bana mutluluk verir.
Kötü bir izlenim bırakıyor.
Düzenlemek için tıklayın!
- Tom içimi ürpertiyor.
- Tom beni ürpertiyor.
Yalnız olmak güzel.
Bu konuda iyi değilim.
Klostrofobim artmaya başlıyor.
Bu korkunç, farkındayım.
SGK karşılıyor işte
Kayınvalidem benim tüylerimi ürpertiyor.
Hiç ateşlenir misin?
Odam doğuya bakıyor.
Bu kapı bahçeye gider.
Bir adım öne çık.
Kahve sana enerji verir!
Ailene sevgilerimi ilet.
O sadece beklenen kriterlere uymuyor.
Meditasyom bana iç huzuru verir.
Ben yüzmede kötüyüm.
Böyle yapmaktan utanıyorum.
Hat meşgul.
Eski bir ağaç gölge sağlar.
Benim için fark etmez.
Mary sırtını bize döner.
Eğer uykun gelirse bana söyle.
Sola dön!
Şimdi geri çekil.
O hava atıyor.
Sert bir adam gibi davranıyor.
Herhangi bir yaşam belirtisi göstermiyor.
Bu han iyi hizmet verir.
Sudoku; bunda iyi değilim.
Kimin kazandığı umurumda değil.
Artık umurumda değil.
Neredeyse kalp krizi geçiriyordum.
Ben kayakta iyiyim.
O, onu taklit etmede iyidir.
aynı zamanda takip edilecek bir şey de sunuyor.
program bu konu da hakkını veriyor yani
Hendeğin üzerinden atlamaya korkuyorum.
Hesabı alabilir miyim, lütfen?
Bana saati söyleyebilir misiniz, lütfen?
O başımı ağrıtıyor!
Kapı, yatak odasına açılıyor.
Aldırış etmem.
O teniste iyidir.
Telefon numaranızı alabilir miyim?
O, sorular sormaya utanır.
Yapma, gıdıklanıyorum.
Bunda oldukça iyisin.
Biraz zeytinyağlı hamsi alabilir miyim?
Ben tarihte iyiyim.
Latincede iyi değilim.
Barışa bir şans verin.
- Buna fena değilsin.
- Bunda kötü değilsin.
Gelecekten korkmuyorum.
Eğer uykun gelirse sadece bana söyle.
Parkın etrafında beş kez yürüyüşe çıkın.
Canım bunu yapmak istemiyor.
Gitmek istediğim için gidiyorum.
Sonuçlarını umursamıyorum.
Çalıntı para asla meyve vermez.
Dışarı çıkmaya utandım, böyle giyindim.
Bir fincan kahve alabilir miyim?
Bu bana devam etmek için güç veriyor.
Menüyü alabilir miyim, lütfen?
Evimiz sahile bakar.
Bu şekilde konuşmaya utanmıyor musun?
Tom her öğleden sonra yürüyüşe gider.
Elinden geleni yap ve başarılı ol.
Bu onun gecikmesini açıklıyor.
Neden olduğu umurumda değil!
Bu suçlamalara ne yanıt veriyorsunuz?
O sadece koşmakta iyi değildir, ayrıca şarkı söylemekte de iyidir.