Examples of using "'le" in a sentence and their turkish translations:
Onu tanıyor musunuz?
Onu davet ettin mi?
Onu tanıyor muydunuz?
Ona inanıyor musun?
Ona söyleyeceğiz.
Ondan korkuyorsun.
Onu davet ettin mi?
Ondan korkuyor musun?
Seni yürüyüşe çıkaracağim.
Onu tanıyanlar onu seviyorlar.
O, Mary'yi sever.
Dün ona yardım ettim.
O ona vurdu.
O balık tutmayı sever.
Onun yüzüne bir tokat attı.
Ona soru sordular.
- Onu tanıyor muyum?
- Sizi tanıyor muyum?
Soğuk algınlığımı ona bulaştırdım.
- Onu aradın mı?
- Ona telefon ettin mi?
O onu sevdi.
Biz onu affederiz.
O yakalandı.
O beni seviyor mu?
Onu gördük.
Ona inanıyor musun?
Ona ihtiyacın var.
Onu seviyorum.
Ben onu sevdim.
Size inanıyorum.
Ondan nefret ediyorum.
- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.
Onu takip ettim.
Seni seviyor!
Onu tanıyorsun.
O ona ateş etti.
Onu öptün?
Onu uyaracağım.
Ondan nasıl da nefret ediyorum!
Onu rahatsız ettik.
Onu öldüreceğim.
Ona yazdım.
Ona söyledin mi?
Ona tapar.
Biz ona bildireceğiz.
Onu kurnazlıkla altettim.
Onu istiyor musunuz?
Ben onu sevdim.
Onu arayacağım.
Hiç artan biletin var mı?
- O onu dinler.
- O onu dinliyor.
Tom dövüldü ve soyuldu.
- O onu sevdi.
- Onu sevdi.
- Size bir şey sormamın sakıncası var mı?
- Sana bir şey sormamın sakıncası var mı?
O, adamın ona yardım etmesini rica etti.
Onu tanıyan herkes ona hayrandı.
- Ona katlanamıyorum.
- Ona tahammül edemiyorum.
O, onu eve kadar izledi ve sonra onu öldürdü.
O onu sevmiyordu.
Ona nerede yaşadığını sordum.
Onun yüzünü tokatladı.
Cezalandırılmak hoşuna gitmedi.
O trenleri sever.
- O şarkı söylemeyi sever.
- Şarkı söylemeyi seviyor.
O ona gülümsedi.
Uyumayı sever.
O uyumayı sever.
O yüzmeyi sever.
Kimse ona inanmayacak.
O onunki.
Öyleyse onun hakkında ona yarın soracağım.
O koşmayı sever.
Onu çok seviyorum fakat affedemiyorum.
Ona gelmesini söyledim.
Ona kendi odamı gösterdim.
O, şarkı söylemeyi seviyor.
- Tom seni seviyordu.
- Tom senden hoşlandı.
Ona söylesem iyi olur.
Onu dinlemeyin.
O, ona onu daha sonra aramasını rica etti.
O, borçlu olduğu parayı ona uzattı.
- O onu öptü.
- Onu öptü.
Tom vuruldu.
Hiç kimse aptal denilmesini sevmez.
O portakalı sever.