Translation of "Crees" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Crees" in a sentence and their turkish translations:

¿Le crees?

Ona inanıyor musun?

¿Me crees?

Bana inanıyor musun?

¡Eso crees!

Sen öyle sanıyorsun!

¿Qué crees?

En iyi tahminin nedir?

- ¿Crees en los ovnis?
- ¿Crees en OVNIs?

UFO'lara inanır mısın?

- ¿Crees en Santa Claus?
- ¿Crees en Papá Noel?

Noel Baba'ya inanır mısın?

¿Me crees idiota?

Beni aptal mı sanıyorsun?

¿Crees que funcione?

Onun çalıştığını düşünüyor musun?

¿Ahora me crees?

Şimdi bana inanıyor musun?

¿Crees que ayudó?

Bunun yardımcı olduğunu düşünüyor musun?

¿Crees que superviviré?

Hayatta kalacağımı düşünüyor musun?

¿Tú lo crees?

Buna inanıyor musun?

- ¿Crees poder hacerlo mejor?
- ¿Crees que puedes hacerlo mejor?

Daha iyi yapabileceğini düşünüyor musun?

- ¿Dónde crees que esté Tom?
- ¿Dónde crees que estará Tom?
- ¿Dónde crees que está Tom?

Tom'un nerede olduğunu düşünüyorsunuz?

- ¿Crees que tengo sobrepeso?
- ¿Crees que tengo kilos de más?
- ¿Crees que me sobran kilos?

Şişman olduğumu düşünüyor musun?

- ¿Crees que debería ir solo?
- ¿Crees que debería ir sola?

Tek başıma gitmem gerektiğini düşünüyor musun?

- ¿Crees que aún me ame?
- ¿Crees que todavía me quiere?

- Sence o hala beni seviyor mu?
- Onun hala beni sevdiğini düşünüyor musun?

- ¿Crees que aún me ame?
- ¿Crees que todavía me ama?

Sence o hala beni seviyor mu?

- ¿Crees que hoy va a llover?
- ¿Crees que hoy lloverá?

- Sence bugün yağmur yağacak mı?
- Bugün yağmur yağacağını düşünüyor musun?

¿Crees en su historia?

Onun hikayesine inanıyor musunuz?

¿Crees en los extraterrestres?

Dünyadışı varlıklara inanır mısın?

¿Crees en esas cosas?

Böyle şeylere inanır mısınız?

¿Crees en la magia?

Büyüye inanır mısın?

¿Crees que me perdonaría?

Onun beni affedeceğini düşünüyor musun?

¿Crees que soy brusco?

Sence ben sinir bozucu muyum?

¿Crees que es importante?

Onun önemli olduğunu düşünüyor musun?

¿Crees que sé leer?

Sence okuyabilir miyim?

¿Crees que sé nadar?

Sence yazabilir miyim?

¿Dónde crees que estamos?

Nerede olduğumuzu düşünüyorsun?

¿Crees que significa algo?

Bunun bir şey ifade ettiğini düşünüyor musun?

¿Crees que vale algo?

Onun değerli bir şey olduğunu düşünüyor musun?

¿Crees en los ángeles?

Meleklere inanır mısın?

¿Crees que es justo?

Bunun adil olduğunu düşünüyor musun?

¿Crees en un dios?

Bir tanrıya inanıyor musun?

¿Crees que soy idiota?

Sence ben aptal mıyım?

¿Crees que somos ciegos?

Kör olduğumuzu mu sanıyorsun?

¿Cómo crees que estuvo?

Bunun kim olduğunu düşündün?

¿Quién crees que ganará?

Sence kim kazanacak?

- ¿Tú crees?
- ¿Usted cree?

Öyle düşünüyor musun?

- ¿Le crees?
- ¿Le creéis?

Ona inanıyor musun?

¿Ahora te lo crees?

Şimdi buna inanıyor musun?

¿Crees que me quiere?

Onun beni sevdiğini düşünüyor musun?

- ¿Qué crees?
- ¿Qué creés?

Neye inanıyorsun?

¿Crees que debería detenerla?

Onu durdurmam gerektiğini düşünüyor musun?

¿Cuándo crees que volverá?

Sence o ne zaman dönecek?

¿Crees que lloverá hoy?

Sence bugün yağmur yağacak mı?

¿Crees que Dios existe?

Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?

¿Crees en los espíritus?

Ruhlara inanıyor musun?

¿Crees que soy feo?

- Benim çirkin olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben çirkin miyim?

¿Crees en la astrología?

Astrolojiye inanır mısın?

¿Crees que puedes arreglarlo?

Onu onarabileceğini düşünüyor musun?

¿Crees que está mintiendo?

Yalan söylediğini mi düşünüyorsun?

¿Crees en los vampiros?

Vampirlere inanır mısın?

- Eso es lo que crees tú.
- Eso es lo que crees.

O senin düşüncen.

- ¿No crees que esto es raro?
- ¿No crees que es extraño?

Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?

- ¿Crees que cometió ese error intencionalmente?
- ¿Crees que cometió ese error a propósito?
- ¿Crees que cometió ese error intencionadamente?

- Onun bu hatayı bilerek yaptığını mı düşünüyorsun?
- Onun o hatayı kasıtlı yaptığını mı düşünüyorsun?

- ¿Crees que en bus nos demoremos?
- ¿Crees que nos demoraremos en bus?

Otobüsle gitmek çok zaman alacak mı sence?

- ¿Adónde crees que conduce el camino?
- ¿Adónde crees que lleva el camino?

Bu yolun nereye götürdüğünü düşünüyorsunuz?

- ¿Crees que mañana hará buen tiempo?
- ¿Crees que hará buen tiempo mañana?

Yarın havanın iyi olacağını düşünüyor musun?

Tu crees en el ecuador

Ekvatora inanıyorsun

¿Hasta qué punto le crees?

Ona ne kadar inanıyorsun?

¿Dónde crees que la conocí?

Onunla nerede tanıştığımı düşünüyorsun?

¿A dónde crees que vas?

Nereye gittiğini sanıyorsun?

¿Cuánto crees que mide Tom?

Tom'un ne kadar uzun olduğunu düşünüyorsun?

¿Cuánto crees que pesa Tom?

- Tom'un kaç kilo çektiğini düşünüyorsun?
- Tom'un kaç kilo geldiğini düşünüyorsun?

¿Crees en la Gran Calabaza?

Büyük Balkabağı'na inanıyor musun?

¿Crees que realmente se rendirá?

Gerçekten vazgeçeceğini düşünüyor musun?

¿Crees que aún me recuerde?

Sence o hala beni hatırlıyor mudur?

¿Crees que aceptaría mi invitación?

Sence o benim davetimi kabul eder mi?

¿Crees que Tom está muerto?

Tom'un öldüğünü düşünüyor musun?

¿Crees que Tom podrá ayudarnos?

Tom'un bize yardım edebileceğini düşünüyor musun?

¿Crees que Tom lo sabe?

Tom'un bildiğini düşünüyor musun?

¿Crees que lo hizo ella?

Sence o mu yaptı?

¿Crees que hay una oportunidad?

Bir şans olduğunu düşünüyor musun?

¿Qué crees que significa esto?

Bunun ne anlama geldiğini düşünüyorsun?

¿Cuánto crees que cuesta esto?

Sence bunun fiyatı ne kadardır?

¿Crees que existen los fantasmas?

Hayaletlerin var olduğuna inanıyor musunuz?

¿Quién te crees que soy?

Sana göre ben kimim?

¿De verdad crees en fantasmas?

Sen gerçekten hayaletlere inanır mısın?

¿Crees que comenzará la guerra?

Savaşın başlayacağına inanıyor musun?

¿Crees que aprobará el examen?

Onun sınavı geçeceğini düşünüyor musun?

¿Qué crees que estoy pensando?

Ne düşündüğümü sanıyorsun?

¿Tu qué crees que quiero?

Sence ben ne istiyorum?

¿Dónde crees que fue Tomás?

Tom'un nereye gittiğini düşünüyorsun?

¿De verdad crees en eso?

Buna gerçekten inanıyor musun?

¿Crees que Tom es débil?

Tom'un zayıf olduğunu düşünüyor musunuz?

¿Crees que Tom es desordenado?

Tom'un dağınık olduğunu düşünüyor musun?

¿Cuántos años crees que tiene?

Onun kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun?

¿Crees que Tom tendrá éxito?

Tom'un başarılı olacağını düşünüyor musun?

¿Crees que todavía la quiero?

- Onu hâlâ sevdiğimi mi düşünüyorsun?
- Onu hâlâ sevdiğimi mi düşünüyorsunuz?
- Sen onu hâlâ sevdiğimi mi düşünüyorsun?