Examples of using "Conocía" in a sentence and their turkish translations:
Bu şeyi bilmiyordum!
Tom riskleri biliyordu.
O şarkıyı bilmiyordum.
Bu şarkıyı bilmiyordum.
Onları tanıdığımı sanıyordum.
Tom, Mary'yi tanıyordu.
Tom, Mary'yi tanıyor muydu?
Planını bilmiyordum.
Bunu ben de bilmiyordum.
Sonucu zaten biliyordum.
Babam onu tanıyordu.
Babam onu tanıyordu.
Oradaki hiç kimse onu iyi tanımıyordu.
O, zaten hikayeyi biliyordu.
Tom seni tanıdığını söyledi.
Ben onu çok iyi tanımıyordum.
Ben tesadüfen onun adını biliyorum.
Tom o şarkıyı bilmiyordu.
Köpek öğretmenini tanıyordu.
Tom Mary'nin sırrını biliyordu.
Masha ailesini bilmiyordu.
Onu tanıdığımı sandım ama tanımadım.
O beni tanıyordu.
Oradaki herkesi tanıyordum.
Tom'u çok iyi tanımıyordum.
Tom'un Kanadalı olduğunu bilmiyordum.
Parkinson, 1928'de zaten biliniyordu.
Büyük büyük annem "feminist" kelimesini bilmiyordu
Bana onun adresini bilip bilmediğimi sordu.
O, ona onu tanıyıp tanımadığını sordu.
Tom, Mary'yi tanıdığımı düşündü.
Onu tanıyor muydunuz?
Tom bana Mary'yi tanıyıp tanımadığımı sordu.
Tom Mary'nin John'u tanıdığını düşündü.
Tom Mary'nin John'ı tanıdığını biliyordu.
Tom'u tanımayan tek kişi ben değildim.
Tom bana tanıdığım bir çocuğu hatırlatıyor.
Tom'a Mary'yi tanıyıp tanımadığını sordum.
Babanı tanırdım.
"Onunla tanıştın mı?" "Hayır ama karısıyla tanıştım."
Geçen yıl Tom'u tanımıyordum.
Doktor Faust simyayı çok iyi bilirdi.
Tüm büyük akla sahip kişileri tanıyordu.
O, bana erkek kardeşimi tanıdığını söyledi.
Ben gerçeğin farkındaydım.
Tom o kadını hiç bilmiyordu.
Tom Mary'nin Fransızca konuşmayı bildiğini bilmiyordu.
O, bana Tom'un adresini bilip bilmediğimi sordu.
Tom hariç, orada kimseyi tanımıyordum.
Tom Mary'nin planının ayrıntılarının herhangi birini bilmiyordu.
Tom Mary'ye John'u tanıyıp tanımadığını sordu.
Köydeki herkes Lenie'yi tanırdı.
Hiç tanımadığım bir adam beni çok iyi tanıyordu.
Tom Mary'ye John'un nerede yaşadığını bilip bilmediğini sordu.
Tom bana Mary adında hiç kimseyi tanımadığını söyledi.
Tom'u çok iyi biliyordum.
Tom Mary'ye onun yeni adresini bilip bilmediğini sordu.
Tom John'u tanımadığını söylediğinde Mary'ye yalan söyledi.
Üniversiteye gittiğinde Steve Jobs bu durumu biliyordu zaten
"Bu ekonomik kriz ortamını ve olacakları biliyordum" diyor bu adam
Beni şaşırtan şey Tom'un Mary'yi tanımamasıydı.
Komşum olsa da onu iyi tanımıyordum.
Tom Mary ile konuşan tanımadığı bir adam gördü.
O, adamı tanımadığını söyledi, bu bir yalandı.
Tom Mary'ye John'un adresini bilip bilmediğini sordu.
Tom helikopter uçurabilecek birini tanımadığını söyledi.
Tom, Mary'ye John'un karısını tanıyıp tanımadığını sordu.
O adamlardan her birini tanıyordum.
Bu noktada, bir ahtapotun hayat aşamalarını iyi biliyordum.
Onun planını bilmiyordum.
Tom, Mary'yi tanımadığını iddia etti.
Tom bana Fransızcadan İngilizceye çeviri yapabilecek birini tanıyıp tanımadığımı sordu.
Sen bana eskiden tanıdığım birini hatırlatıyorsun.
Napolyon, Ney'in savaştaki değerini biliyordu ve ordunun ona taptığını ...
Benim bilmediğim bir dilde konuşmaya başladılar, ama kulağa melodik geliyordu ve dinlemesi güzeldi.
İşin garibi, geç bir efsane olmasına rağmen, domuzcuklarla ilgili bu hikaye daha önce biliniyordu
...ve onun planı arazi yapısını bildiği yol olan geldiği yoldan geri dönmekti.
Mary arkadaşını otele kadar takip etti çünkü bölgeyi iyi bilmiyordu.
O, bana erkek kardeşimi tanıdığını söyledi.
Adını bile bilmiyordum.
Tom Mary hakkında onun John'a söylemeyeceğini umduğu belirli şeyler biliyordu.
- Tom babası Vietnam Savaşında bir helikopter pilotu olan bir adam tanıyordu.
- Tom, babası Vietnam Savaşı sırasında helikopter pilotluğu yapmış bir adam tanıyordu.
Tekerlekli sandalyedeki yaşlı adam bana annemi gençken tanıdığını söyledi.
Onun Komuta Modülü Pilotu, Borman'ı çoğundan daha iyi tanıyan Jim Lovell'di - Gemini 7'de,
Partide hiç kimseyi tanımıyordum.
Ama artık bilindiği şekliyle 'Demir Mareşal', adamlarını ileride olduğunu bildiği şeyler için kurtarıyordu.
Tom ailesinin nerede olduğunu bilmiyordu.
Önceden zor bir işim olduğunu biliyordum.