Examples of using "хижине" in a sentence and their turkish translations:
Ailem bir kulübede yaşıyordu.
Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.
Tom küçük bir kulübede tek başına yaşıyordu.
Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.
Naoki fakirdi ve bir kulübede yaşıyordu.
kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır.
Kabinin su ya da elektriği yoktu.
Tom ormanda küçük bir kulübede yaşamaktadır.
Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.
Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı Abraham Lincoln, Kentucky'de bir kulübede doğdu.
Eski kabin pek çok modern cihazdan yoksundu, hatta bir odun sobası bile vardı.