Examples of using "старой" in a sentence and their turkish translations:
Yaşlı bir kadının sesi.
Kendimi yaşlı hissediyorum.
O, yaşlı annesine bakıyor.
Eski giysilerinden utanıyor.
Tom yaşlı bir bayana saygıyla eğildi.
Tom daha eski bir araba sürmektedir.
Tom eski mobilyalarından kurtuluyor.
Eski giysilerimden bazılarını Selamet Ordusu'na verdim.
Yaşlı çiftin çocukları yoktu.
Biz eski okulumuzu ziyaret ettik.
Eski hisarın kalıntılarına bakıyorduk.
Eski işimi özlüyorum.
Eski arabamı elden çıkardım.
Yaşlı görünüyor muyum?
Bu eski balığın garip bir tadı var.
Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.
Tom eski arabasından kurtuldu.
Tom eski lambaların tozunu aldı.
Yaşlı hissediyor musun?
Sonunda eski arabamızdan kurtulduk.
- Eski elbiselerle gitmeye utandım.
- Eski elbiselerle gitmeye utanıyordum.
- Eski elbiselerle dışarı çıkmaya utandım.
Hayatı boyunca bir kız kurusu kaldı.
Bu eski arabadan kurtulmayı çok isterim.
Kendimi yaşlı hissediyorum.
Onun karısı yaşlıydı ama o onu seviyordu.
O eski köyde asla hiçbir şey olmaz.
Bu eski köyde hiçbir şey olmaz.
Eğer yeni bir araba alırsan, eskisini ne yapacaksın?
Tom hâlâ eski arabanı almakla ilgileniyor.
Ben Tom'un eski pijamasını giyiyorum.
Aniden yaşlı hissettim.
Tom'un yaşadığı ev şehrin eski kısmındaydı.
Tom'un eski arabasını satın almanın kötü bir fikir olduğunu düşünen sadece ben miyim burada?
Bu kadar eski bir arabayı böyle iyi bir durumda hiç görmedim.
Tom Boston'daki eski bir kız arkadaşı ziyaret etmeyi planladığını söyledi.
Herkes bu eski başkentte yeni bir şey olduğunu bilir.
Ben hiç yaşlı gibi hissetmiyorum.
Afet bölgesine gönderilmek üzere hazır eski giysiler ile dolu üç yüz karton kutu vardı.
Babam, çok eski bir araba kullanıyor.
Tom delikleri olan eski bir tişört giyiyordu.
Eskinin neyi vardı?
Tom eski kutuda bir şey bulmadı.
Bu beni yaşlı hissettiriyor.
Eski kabin pek çok modern cihazdan yoksundu, hatta bir odun sobası bile vardı.
Sana göre yaşlı mı görünüyorum?