Examples of using "жила" in a sentence and their turkish translations:
- Eskiden burada yaşıyordu.
- Eskiden burada otururdu.
O, orada tek başına yaşadı.
O uzun bir süre yaşadı.
O, kıt kanaat geçinirdi.
- O yıllarca yalnız yaşadı.
- Yıllarca yalnız yaşadı.
- Yıllardır yalnız yaşıyor.
Orada yalnız yaşadım.
Aile yoksulluk içinde yaşadı.
O Tel Aviv'de yaşardı.
yatağım ve 7 gün 24 saat yaşadığım yer oldu.
Ailem bir kulübede yaşıyordu.
O, her zaman Otaru'da yaşadı.
Yıllarca orada yaşadı.
Tom'la birlikte yaşardım.
Sen Tom ile nasıl yaşadın?
Onun yaşamasını istiyorum.
Tom'un büyükbüyükannesinin annesi İskoçya'da yaşamış.
Benim sokağımda küçük bir kız yaşıyordu.
Ben Cezayir'de kendim yaşadım.
Bu onun yaşadığı evdir.
Kocasının ölümünden beri yalnız yaşıyor.
O bizim bitişikte yaşadı.
O lüks içinde yaşardı.
Bu köyde güzelı bir kız yaşadı.
O Tel Aviv'de yaşardı.
Ailem 20 yıldır burada yaşıyor.
Burada yaşadın mı?
Nerede oturuyordun?
Bir zamanlar, güzel bir prenses yaşıyordu.
Bu, ailemin yaşamış olduğu yerdir.
Ben yalnız yaşıyordum.
Eskiden yaşadığı ev burası.
Geçen yazdan beri bizimle yaşıyor.
On yaşına kadar Hiroshima'da yaşadı.
On yaşına kadar Hiroşima'da yaşamıştı.
Bir süre Tom'la yaşadım.
Tom, Mary'nin nerede yaşadığını bilmiyor.
Orada yaşardım.
Fransa'ya taşınmadan önce, İsveç'te yaşıyordu.
Tom, Mary'nin Boston'da yaşadığını söyledi.
iki farklı dünyamda da yolumu bir bukalemuna dönüşerek bulurdum.
Mike'ın annesi evlenmeden önce büyük bir şehirde yaşadı.
O gençken Tokyo'nun banliyölerinde yaşıyordu.
Tom Mary'nin Boston'da yaşadığını biliyordu.
Tom bana Mary'nin nerede yaşadığını bildiğini söyledi.
Ben Roma'da yaşadım.
Tom, Mary'nin hep Boston'da yaşadığını söylüyor.
O burada yaşardı.
Perth'te yaşıyor ve kaykay yapmayı seviyordu.
Bir zamanlar Margaret isminde bir kadın vardı.
Bir zamanlar küçük bir adada yaşlı bir kadın yaşıyordu.
Bir zamanlar güzel bir prenses varmış.
Bir köyde yaşardım.
Tom annesininkine yakın bir daire kiraladı.
Ben hep Boston'da yaşıyorum.
O bizim misafirperverliği yararlandı ve bize bir şey ödemeden bütün bir ay kaldı.
Bir zamanlar Boston'da yaşadım.
Tom'a yakın yaşardım.
Ben bir zamanlar Roma'da yaşadım.
Boston'da hiç yaşamadım.
Mary Japonya'da bütün hayatı boyunca bekar kaldı.
O, kırsalda sakin bir hayat yaşadı.
Boston'da üç yıldan daha fazla yaşadım.
Tom Mary'nin ona çocukken yaşadığı evden bahsetmesini rica etti.
Üç yıl önce Avustralya'da yaşıyordum.
Hangi evde yaşadın?
Burada kaç yıl yaşadın?
Tom Boston'da yaşadığımı biliyor.
Geçen yıl New York'ta yaşadım.
Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.
Ben iki ay boyunca Vancouver'da yaşadım.
Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.
Boston'da yaşadığını bilmiyordum.
Tom'a eskiden Boston'da yaşadığını söyledim.
Altı yaşına kadar Osaka'da yaşadım.