Examples of using "электричества" in a sentence and their turkish translations:
Makineler çok elektrik kullanır.
- Ütü fazlaca elektrik kullanır.
- Ütü çok elektrik harcar.
O zamanlar tabi elektirik yoktu
elektriği en iyi ileten ise altın'dır
Makine çok elektrik üretir.
Köyün elektriği yok.
Elektrik gitti.
Odada elektrik yok.
- Bizim hiç elektriğimiz yok.
- Elektriğimiz yok.
Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
Elektrikli ütüler elektrikle ısıtılır.
Bu sabahtan beri elektrik kesik.
Elektriğin bulunması tarihimizi değiştirdi.
Bütün şehir elektriksizdi.
Bu makine elektrikle çalıştırılır.
Elektrik kesintisine bir sincap neden oldu.
Bu klima çok elektrik tüketir.
Kablolar elektrik iletmek için kullanılır.
Elektriksiz bir dünya hayal edemiyorum.
yaşam koşullarını arttırma şansı olabilir.
Elektrik yoktu, su yoktu.
o da elektriği kullanarak iletişim kurma kabiliyeti.
Yapay ışık elektrikle üretilir.
Tom'un evinin elektriği yok.
Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
- İşte elektrik yarım gün yoktu.
- İş yerinde günün yarısı elektrikler kesikti.
Su, elektriği iletir.
Elektrik olmadan çalışamayız.
Elektriksiz hayat nasıl olurdu?
Buradaki insanların çoğunun elektriği yok.
Elektriksiz bir gelecek düşünemiyorum.
Elektriğin keşfi sayısız buluş icat etmiştir.
Ben bir bilgisayar kullanamam. Elektrik yok.
Kabinin su ya da elektriği yoktu.
Elektriksiz yaşamayı hayal bile edemiyorum.
Ben küçükken elektriğimiz yoktu.
Eski günlerde hiçbir telefon ya da elektrik yokmuş.
Norveç'in elektriğinin %99'u barajlar gibi hidroelektrik santrallerinden geliyor.
Elektriksiz hayatımızın nasıl olacağını düşünebiliyor musun?
Almanya'nın elektriğinin yüzde 31'i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanır.
Elektriksiz hayatımızın nasıl olacağını düşünebiliyor musun?
Benim sokağımdaki bütün evler bu sabah fırtınadan dolayı güç kaybetti.