Examples of using "ферме" in a sentence and their turkish translations:
Atlar çiftlikte.
İnekler çiftlikte.
Ben bir çiftlikte çalıştım.
At çiftlikte.
Bir çiftlikte doğdum.
Tom, çiftlikte çalışmaktan hoşlanıyordu.
Bir çiftlikte büyüdüm.
Bir çiftlikte doğdum.
Tom bir çiftlikte yaşadı.
Tom bir çiftlik işçisi.
İnek de çiftlikte.
Çiftlikte hayvanlar vardı.
Ben bir çiftlikte çalışırım.
Biz bir çiftlikte yaşıyoruz.
Çiftlikte çalışan bir adam var.
Çiftliğinizde ne yetiştiriyorsunuz?
Bütün gün çiftlikte çalıştım.
Bazı çiftçiler çiftlikte çalışıyorlar.
Tom bir çiftlikte yaşamak istiyordu.
Tom bir çiftlikte yaşardı.
Tüm aile çiftlikte çalışıyor.
Tom bir çiftlikte büyümedi.
Biz geçen yaz bir çiftlikte çalıştık.
Ailelerin çiftlikte çok yardıma ihtiyacı vardı.
O bir çiftlik işçisi.
Tom bir çiftlikte doğup büyüdü.
Tom geçen yaz bir çiftlikte çalıştı.
Bütün gün çiftlikte çalıştım.
Çiftliğinde sığır besliyor.
Ben bütün gün çiftlikte çalıştım.
Uçak babamın çiftliğine indi.
Beş kardeş çiftlikte birlikte çalıştı.
Tom Lowa'da bir çiftlikte büyüdü.
Biz geçen yaz bir çiftlikte çalıştık.
Ben bir çocukken bir çiftlikte yaşıyordum.
Gençken bir çiftlikte çalıştım.
Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.
New York Eyaleti'nde bir çiftlikte toplandılar.
Askerler her köy ve çiftlikte durdu.
Geçen yaz bir çiftlikte yarım zamanlı olarak çalıştım.
Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
Tom ve Mary bir çiftlikte yaşıyor ve on altı çocukları var.
Tom Boston'a giderken büyükbabasının çiftliğinde durdu.
George büyük bir çiftlikte çalışır.
Clyde Tombaugh, Illinois'daki bir çiftlikte doğdu. Onun babası bir çiftçiydi.
Bir çiftlikte yaşıyorum.
Geçen hafta Bay Wood'a yazdım ve sana çiftlikte bir iş vermesini istedim.
Tom gibi bir şehirli züppenin bir çiftlikte yaşamaktan mutlu olacağını düşünüyor musun?
Tom karısı Mary ile birlikte Boston'dan çok uzakta olmayan bir çiftlikte yaşıyor.
Tom mandırada çalışıyorken inekleri sağmaya gitmek için her sabah saat beşte kalkmak zorundaydı.