Examples of using "нравилось" in a sentence and their turkish translations:
Yüzmeyi severdin.
Herkes yolculuğun tadını çıkarıyordu.
Tom seyahat etmeyi sevdi.
Bundan hoşlanırdım.
Onu severdim.
Tom'un hoşlanmadığı pek çok şey vardı.
Onu hiç sevmedim.
Bunu yapmayı her zaman sevdim.
Onu sevmiyordum.
TV izlemekten keyif aldık.
Onu her zaman sevdim.
Tom hikayeler yazmayı seviyordu.
Buraya gelmekten hoşlanırdım.
Tom, kız kardeşine takılmaktan hoşlanır.
Mary erkek kardeşini kızdırmaktan hoşlandı.
Tom Mary'ye takılmayı severdi.
Karar vermeyi severdi.
Tom ünlü bir kişi olmaktan hoşlandı.
Tom okuldan hoşlandı.
Kız arkadaşımla konuşmaktan zevk aldım.
İlk zamanlar bunu yapmaktan hoşlanmadım.
Kız bulaşıkları yıkamayı sevmiyordu.
O, fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
Çince yazmaktan hoşlandım.
Ben o ismi her zaman sevdim.
Tom adını sevmiyordu.
Tom Fransızca öğretmeyi seviyordu.
Biz gölde yüzmenin tadını çıkardık.
Onu hiç sevmedim.
Tom karda oynamayı seviyordu.
Tom onu hiç beğenmedi.
Buraya gelmeyi severdin.
Tom Mary ile olmaktan hoşlandı.
Einstein, keman çalmayı severdi.
Tom beyzbol oynamaktan keyif aldı.
Tom, Boston'da yaşamaktan hoşlanıyordu.
neleri duymak istediğimi çoktan belirlemişti.
Ben resmi mektup yazmaktan hoşlanmadım.
Tom da onu seviyordu.
Liseyi çok sevdim.
Burada çalışmayı gerçekten sevdim.
Tom şehirde yaşamayı sevmiyordu.
Çocukken karınca yuvalarını tahrip etmeyi severdim.
Tom seyahat etmeyi sevdi.
Tom resim çizmeyi sevdi.
Çocuklarla çalışmaktan her zaman hoşlandım.
Birbirimizle konuşmaktan hoşlandık.
Tom Boston'da yaşamayı sevmiyordu.
Tom gerçekten Fransızca çalışmayı sevmiyordu.
Ben seyahat etmekten hoşlandım.
Tom burada olmaktan hoşlanıyor gibi görünmüyordu.
Tom bunu yapmaktan hoşlanıyor gibi görünmüyordu.
Onu yapmaktan hiç hoşlanmadım.
Bunu yapmayı hiç sevmedim.
- Tüm gün beraber oynamaya bayılırlardı.
- Tüm gün birlikte oynayarak zaman geçirmeyi severlerdi.
Gençken, bisikletle gitmeyi severdi.
Senin hakkında her zaman sevdiğim şey bu.
Evde yalnız olmayı asla sevmedim.
Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.
Ondan hoşlanmadım.
Tom'un onu gerçekten sevdiğini sanmıyorum.
Balığa gitmekten hiç hoşlanmadım.
duyduklarım hiç hoşuma gitmedi.
Onu sevmiyorum.
Tom, Mary'nin piyano çalışını dinlemekten hoşlandı.
Ben her zaman Tom ile tenis oynamaktan hoşlandım.
O, seyahat etmekten hoşlanmadı.
Çizim yapmak hoşuma gitti.
Tom bunu Boston'da beğendi.
Tom ne yapacağının söylemesinden hoşlanmadı.
Bunu yapmayı sevdim.
Tom Mary'nin ona davranma tarzını çok sevmedi.
Ben gençken adımı beğenmezdim.
Tom kumar oynamayı sevdi.
Futbolu her zaman sevdim.
Tom ondan hoşlanmadı ama yine de onu satın aldı.
Tom satranç oynamayı seviyordu.
Tom o yeri sevmiyordu.
Tom, çiftlikte çalışmaktan hoşlanıyordu.
Tom hakkında neyden hoşlanmadın?
Onun hakkında neyi sevmedin?
En sevdiğin hangisiydi?
Neden bizden hoşlanmadın?
Onlar hakkında ne sevmedin?
Benim hakkımda neyi sevmedin?
Onun hakkında neyi sevmedin?
Onun hakkında ne kadar çok düşünürse onu o kadar az severdi.
Ben eğlenmeyi sevmiyorum değil ama zamanım yok.
Onun davranma tarzından memnun olmadığımı Tom'a bildirdim.
Tom şehirde yaşamayı sevmiyordu.
Tom, Mary için çalışmaktan hoşlandı.
Tom, Mary ile vakit geçirmekten hoşlanıyordu.
Tom onu yapmaktan hoşlandı.
Tom okula gitmekten hoşlanmadı.
Zaten böyle bir şey asla yapmadım.
Tom onun mizah duygusunu sevmediği için Mary ile çıkmayı bıraktı.
''Yaptığım şeyde iyiydim yaptığım şeyden zevk alıyordum
Onun konuşma tarzını sevmedi.
Gerçekten o okula devam etmeyi sevdim. Gustavo bize mola sırasında oynamak ve şarkı söylemek için her gün gitar getirirdi.