Examples of using "создают" in a sentence and their turkish translations:
konuşarak ülke kurulur,
Hep birlikte ihtimal tasarımlarını içeriyorlar.
Çünkü bu değişimler maceralar yaratır.
fakat bunu sağlayabilecek yasa ve çözümler için
piyasalar, kaçınılmaz olarak çözdüğünden fazla sorun yaratıyor.
Maceralar yaratır. Mimarinin kendisi de bir maceradır.
ve çözümlerin bazen kendi sorunlarını yaratması gerçeği
Erkekler ev yapar, kadınlar yuva yapar.
Birçok dev çarpışmanın sinestiler oluşturduğunu keşfettik,
Kendi ışıklarını üretir, denizleri aydınlatırlar.
Şehirlerimiz ciddi kirlenme sorunları yaratıyor.
İnsanların geleceklerini nasıl şekillendirdiğini inceleyen
korku yaratan herhangi bir şey hissederseniz
insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu
Görüyorsun, insanlar zaman yaratmaz; eğer başarsaydık onu asla tüketmezdik.
Ekonomimizin büyüdüğü bir anda bizim işletmelerimiz 1990'lardan beri en hızlı tempoda işler yaratıyorlar ve ücretler tekrar yükselmeye başlıyor, bizim olmak istediğimiz ülke türü hakkında bazı seçimler yapmak zorundayız.