Examples of using "смогла" in a sentence and their turkish translations:
Ama şirket adapte olamadı
Ben uyuyamadım.
O, bir rapor yazabildi mi?
Polis suçluyu bulabildi.
O, geri dönüş yolunu bulamadı.
Bir araba sürmeyi öğrenmeyi başardı.
O gözyaşlarını tutamadı.
Polis Tom'un mazeretini doğrulayabildi.
Mary öğle yemeğini bitiremedi.
Onun niçin gelemediğini biliyor musun?
ama kazancını değerlendirmeyi beceremedi.
Kahkaha ile gülmekten kendini alamadı.
O, testi her zaman nasıl geçti?
Keşke gelebilseydi.
Polis, adamın kimliğini tespit edemedi.
Soruların çoğunu yanıtlayabildim.
Tom'la akşam yemeği yiyemedim.
Kraliçe kral için bir erkek varis üretemekte başarısız oldu.
O, onunla görüşemedi.
O, onunla konuşamadı.
Mary kalkmayı denedi, ama yapamadı.
Duygularını bastıramadı.
O, ona onu niçin ziyaret edemediğini açıkladı.
Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.
Mayuko benim soruma cevap veremedi.
Defalarca denedi ama başarısız oldu.
Ben onun hakkında bir şey bulamadım.
O hastaydı, bu yüzden gelemedi.
Bütün çantaları kendisi taşıyabildi.
Tom hatırlayamadı ama Mary hatırladı.
Aradığımı bulamadım.
Onu eve gitmesi için ikna edemedi.
Soruma cevap veremedi.
O direnemedi.
Acaba ne oldu da kadın tek başına yaşayamaz hale getirildi
Çocuklarla doğru dürüst iletişime geçince,
Firmamız kıyasıya rekabete karşı hayatta kalmakta başarısız oldu.
Karının gelememesi berbat bir utanç.
O suya atlamak için kendini ikna edemedi.
Gelemedi çünkü meşguldü.
Uyuyamadım.
Konsere katılamadığına pişman oldu.
Kız ona gerçeği söylemek istedi ama söyleyemedi.
Dayanamadım.
Tom, ambulansın oraya ulaşmasından önce öldü.
O, onu bir konuşma yapması için ikna edemedi.
O, onu bir ata binmeye ikna edemedi.
O gelemedi çünkü hastaydı.
Onu yapabilecek miydim?
bu yüzden gelmemi istediklerinde hayır diyemedim.
Mağdur ettiği kişiden özür dileyen zorbaya bir bakın.
Ama nihayetinde devlet üniversitesine giderek
Benim için sürpriz oldu, o, soruyu cevaplayamadı.
Bu, cevaplayamadığım bir soru.
- O, hasta olduğu için gelemedi.
- Gelemedi çünkü hastaydı.
Yardım edebildin mi?
Kendisine yeni bir araba satın alması için onu ikna edemedi.
O, onu düşündüğü için uyuyamadı.
Haberlerin gerçek olduğunu öğrenip, sevinç göz yaşlarını tutamadı.
Tom Mary'ye onun reddedemeyeceği bir teklif yaptı.
Çok hayal kırıklığına uğradım, Mary bilgisayarını onaramadı.
O bütün gece horladı ve onun karısı uyuyamadı.
Tom'u koruyamadım.
Ne yazık ki, o, rüyasını anlamadan öldü.
Şişeyi açamadı.
Üzgünüm sana yardım edemedim.
O, farların parlamasıyla kör oldu ve kazadan kaçınamadı.
Tom Mary'ye cevaplayamadığı bazı sorular sordu.
O, yurt dışına seyahat etme hayalinden tamamen vazgeçemedi.
Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili herhangi bir iz bulamadı.
Tom Mary'ye annesine bir Noel hediyesi alabilmesi için biraz para verdi.
Tom Mary'nin yeni bir arabayı nasıl satın alabildiğini bilmiyor.
Melissa iki yıldan daha az bir sürede Portekizcede akıcı oldu.
Soruya cevap veremedi.
O bir kelime söyleyemedi.
Dün neden gelemedin?
Böyle yaşayamazdım.
O, tek bir kelime anlamadı.
Tom Mary'ye güldüğünde o geri gülmekten kendini alamadı.
Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitli olduğu için açamadım.
- Bunu yapamam.
- Onu yapamazdım.
Onun 48 yaşında hamile kalabildiğine herkes çok şaşırmıştı.
Buraya elimden geldiği kadar çabuk geldim.
Evin anahtarı için çantasına baktı ama onu bulamadı.
Susie iyi hissetmediği için oyuna katılamadı.
Tom Mary'ye otobüsle eve gidebilsin diye biraz para ödünç vermek zorunda kaldı.
Tom Mary'ye cevap veremediği bir sürü soru sordu.
Onu koruyamadım.
Onun niçin gelemediğini biliyor musun?
Ben yardım edebildiğime sevindim.
Ben istediğin şeyi bulamadım.
Ama kayıplar o kadar ağırdı ki, Ruslar ordu daha büyük operasyonlar başlatamadı.
Yardım edebildiğim için memnunum.
Onların konuşması Fransızca olduğu için bir kelime anlamadım.
Onu kurtaramadım.
O, arkadaşlarıyla bir restorana gidebilsin diye o onun ona biraz para vermesini rica etti.
Tom onun hakkında ona haber vermeden Mary'nin sürpriz bir partiyi nasıl planlayacağını çözemiyor.