Examples of using "сдержать" in a sentence and their turkish translations:
- Sözünde duracağına söz ver.
- Sözünü tutacağına dair söz ver.
Öfkemi frenleyemedim.
- Gözyaşlarımı tutamadım.
- Kendimi ağlamaktan alamadım.
- Ağlamamak elimde değildi.
Tom bir gülümsemeyi önlemeye çalıştı.
Onlar onu dizginlemeye çalışıyor.
Tom gözyaşlarını tutmaya çalıştı.
Tom öfkesini zaptedemedi.
O, gözyaşlarını gizlemeye çalıştı.
O, öfkesini dizginlemeye çalıştı.
Gözyaşlarını tutamadı.
Ağlamamıza engel olamadık.
O gözyaşlarını tutamadı.
O, gözyaşlarını tutamadı.
Tom öfkesini dizginlemeye çalıştı.
Mary öfkesini tutamadı.
- Gülmemek elimde değildi.
- Gülümsemeden edemedim.
Tom öfkesini güçlükle kontrol altına alabildi.
Gözyaşlarımı tutamadım.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
Tom gülmekten kendini alamadı.
Kendimi esnemekten alamadım.
Tom gözyaşlarını tutamadı.
Kendimi gülümsemekten alamadım.
O, öfkesini bastırmaya çalıştı.
Gazabını zaptedemedi.
Tutamayacağın sözler verme.
Bazen duygularıma hakim olamıyorum.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
Tom öfkesini dizginleyemedi.
Kendimi ağlamaktan tutamadım.
Ama... sözünün arkasında durabiliyor mu ?
Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.
O artık öfkesini tutamadı.
- Onun için sözünü tutmak kolay değildi.
- Onun sözünü tutması kolay değildi.
Tutamayacağın sözler verme.
Onun şakalarına gülmemek elimde değildi.
Bir insan tutamayacağı sözler vermemeli.
çocuklar için bir teleskop istediğinde göz yaşlarını tutamamıştı
O, sözünü tutamadı.
Tutamayacağım sözler vermek istemiyorum.
Böylece, aşırı ısınma tehlikesinin iki derece altında kalabiliriz.
Sözünü tutamıyorsan, ne tür özür dileyeceksin?
Haberlerin gerçek olduğunu öğrenip, sevinç göz yaşlarını tutamadı.
O, ağlamayı engelleyemedi.
O sözü tutabileceğimi sanmıyorum.
Tom öfkesini bastıramadı.
O, gülümsemeyi durduramadı.
O, gülümsemeyi durduramadı.
Onlar gülümsemeyi durduramadı.
- Tom gülmeden edemedi.
- Tom gülümsemeden edemedi.
Onu gördüğümde gülmekten kendimi alamadım.