Examples of using "слаб" in a sentence and their turkish translations:
Düşman zayıf.
Tom çok güçsüz.
Tom oldukça cılız.
Tom çok zayıf.
Tom güçsüz.
Tom çok zayıftı.
Ben coğrafyada zayıfım.
Tom son derece cılız oldu.
Tom hâlâ çok zayıf.
Ben Fransızcada kötüyüm.
Tom konuşamayacak kadar çok güçsüz.
Tom hareket edemeyecek kadar çok cılız.
Tom çalışmak için çok cılız.
Tom'un zayıf olduğunu biliyorum.
Ben hâlâ çok zayıfım.
Hastalığından sonra onun sağlığı hâlâ kötü.
Ben çok zayıfım.
Onlar onun çok zayıf olduğunu hissettiler.
Ben Fransızcada kötüyüm.
Tom bayıldı.
Yataktan kalkmak için hâlâ çok güçsüzüm.
Ben güçsüzüm.
Yataktan kalkamayacak kadar güçsüzdüm.
O, kimyada kötüdür.
- O, İngilizcede zayıftır.
- O, İngilizcede zayıf.
Tom çok hasta.
Cılızdım.
Hâlâ biraz halsizim.
Sen güçsüzsün.
Sadece zayıf olduğumu düşünen insanlara sahip olmak istemiyorum.
Çok zayıfsın.
İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.