Translation of "речь" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "речь" in a sentence and their turkish translations:

- Он произнес речь.
- Он произнёс речь.

O bir konuşma yaptı.

- Его речь взволновала нас.
- Его речь нас тронула.
- Его речь нас взволновала.

Onun konuşması bizi harekete geçirdi.

- Речь Тому писал я.
- Речь Тому написал я.

Tom'un konuşmasını yazan kişi benim.

- Прочти мне свою речь.
- Прочтите мне свою речь.

Bana konuşmanı oku.

- Мне понравилась твоя речь.
- Мне понравилась Ваша речь.

- Ben senin konuşmanı sevdim.
- Senin konuşmanı beğendim.

- Том произнёс небольшую речь.
- Том сказал небольшую речь.

Tom kısa bir konuşma yaptı.

- Ты слышал речь Тома?
- Вы слышали речь Тома?

Tom'un konuşmasını duydun mu?

- Я сказал небольшую речь.
- Я произнёс небольшую речь.

Kısa bir konuşma yaptım.

Франсуа произнес речь.

François bir konuşma yaptı.

О чём речь!

Lafını etmeye değmez.

Том произнес речь.

Tom bir konuşma yaptı.

Я произнёс речь.

Bir konuşma yaptım.

Он произнес речь.

O bir konuşma yaptı.

Речь - это внешняя мысль, а мысль - это внутренняя речь.

Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.

- Ты сказал речь?
- Вы сказали речь?
- Ты высказался?
- Вы высказались?

Konuştun mu?

- Его длинная речь всем наскучила.
- Его длинная речь всех утомила.

Onun uzun konuşması herkesi sıktı.

- Его речь вдохновила всех ребят.
- Его речь вдохновила всех парней.

Onun konuşması bütün erkeklere ilham kaynağı oldu.

- Я не слушал твою речь.
- Я не слушал Вашу речь.

Konuşmanızı dinlemedim.

Это была хорошая речь.

O iyi bir konuşmaydı.

Речь Тома была превосходна.

Tom'un konuşması mükemmeldi.

Она боялась произносить речь.

O, bir konuşma yapmaya korkuyordu.

Её речь тронула аудиторию.

Onun konuşması izleyiciyi tahrik etti.

Его речь стоит послушать.

Onun konuşması dinlemeye değer.

Его выступление - короткая речь.

Onun konuşması kısa bir konuşma.

Это была красивая речь.

O güzel bir konuşmaydı.

Она продолжила свою речь.

O, konuşmasına devam etti.

Речь никто не слушал.

Kimse konuşmayı dinlemiyordu.

Мне нужно дописать речь.

Konuşmamı yazmayı bitirmeliyim.

Я помню ту речь.

O konuşmayı hatırlıyorum.

Речь не обо мне.

Bu benimle ilgili değil.

Речь не о них.

Bu onlar hakkında değil.

Речь не о Томе.

Bu, Tom hakkında değil.

Речь транслировалась по радио.

Konuşma radyoda yayınlandı.

Речь не об этом.

Bu onunla ilgili değil.

Его речь очень выразительна.

Onun konuşması çok etkileyici.

Том произнёс вступительную речь.

Tom tanıtım konuşmasını yaptı.

Попугаи имитируют человеческую речь.

Papağanlar insan konuşmasını taklit eder.

Люди ждали победную речь.

İnsanlar bir zafer konuşması bekledi.

Речь Тома была последней.

Tom'un konuşması sonuncu geldi.

- Я устал слушать его долгую речь.
- Я устала слушать его долгую речь.

Onun uzun konuşmasını dinlemekten usandım.

- Мы часто слышим здесь французскую речь.
- Мы часто слышим тут французскую речь.

Burada çoğunlukla Fransızcanın konuşulduğunu duyarız.

- Том начал свою речь с шутки.
- Том начал свою речь с анекдота.

Tom bir espri ile konuşmaya başladı.

Здесь речь идёт о левитации.

Bu ise havayla ilgili.

Когда речь идёт о детях,

Konu çocuk sahibi olmaya geldiğinde

Твоя речь войдёт в историю.

Senin konuşman tarihte kaydedileck.

Речь профессора была полна юмора.

Profesörün konuşması mizah doluydu.

Этому человеку свойственна медленная речь.

Yavaş konuşma o adamın özelliğidir.

Вот о чём идёт речь.

Konu odur.

Его речь глубоко затронула аудиторию.

Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

Его речь была слишком короткой.

- Onun konuşması çok kısaydı.
- Konuşması çok kısaydı.

Ты должен записать его речь.

Onun konuşmasını kaydetmelisin.

Её речь была полна остроумия.

Onun konuşması espri doluydu.

Его речь длилась три часа.

Onun konuşması üç saat sürdü.

Все внимательно слушали речь Тома.

Herkes dikkatle Tom'un konuşmasını dinliyordu.

Вас, возможно, попросят произнести речь.

Senden bir konuşma yapman istenebilir.

Его речь выдалась жутко скучной.

Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.

Том знает, о чём речь.

Tom onun ne hakkında olduğunu biliyor.

Это была очень хорошая речь.

Bu çok iyi bir konuşmaydı.

Его речь глубоко меня тронула.

Konuşması beni derinden etkiledi.

- Он говорил.
- Он держал речь.

O konuşuyordu.

Меня глубоко тронула его речь.

Onun konuşmasından derinden etkilendim.

Его речь продолжалась три часа.

Konuşması üç saat sürdü.

Дэн произнёс речь на свадьбе.

Dan düğünde bir konuşma yaptı.

Почему он вдруг прервал речь?

O konuşmasın neden aniden kesti?

Твоя речь никому не интересна.

Kimse senin dediklerinle ilgilenmiyor.

Его речь была очень короткой.

- Onun konuşması çok kısaydı.
- Konuşması çok kısaydı.

Президент должен выучить речь наизусть.

Başkanın yürekten konuşmayı öğrenmesi lazım.

Речь идёт о заразной болезни.

Biz bulaşıcı bir hastalık bahsediyoruz.

Речь Тома была довольно интересной.

Tom'un konuşması oldukça ilginçti.

Его речь нас очень впечатлила.

Onun konuşması bizi çok etkiledi.

Речь Тома была очень скучной.

Tom'un konuşması çok sıkıcıydı.

Речь Тома была очень интересной.

Tom'un konuşması çok ilginçti.

Он тщательно подготовил свою речь.

- Konuşmasına özenle hazırlandı.
- Yapacağı konuşmayı titizlikle hazırladı.

Меня очень впечатлила речь Тома.

Tom'un konuşmasından çok etkilendim.

Его речь была довольно интересная.

Konuşması oldukça ilginçti.

Лидер DİSK Кемаль Тюрклер произносит речь

DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasını yaparken

Речь произвела глубокое впечатление на слушателей.

Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.

Он очень тщательно подготовил свою речь.

Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.

Его речь была встречена восторженными аплодисментами.

Onun konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı.

Его речь навела на меня скуку.

Onun konuşması beni sıktı.

Вчера он произнёс очень длинную речь.

O, dün çok uzun bir konuşma yaptı.

Тебе не нужно готовить официальную речь.

Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yok.

Мне не понравилась речь премьер-министра.

Başbakanın konuşmasını beğenmedim.

Решайся! Речь идёт о твоём будущем!

Sen karar veriyorsun! Senin geleceğin!

Я вчера произнёс речь на свадьбе.

Dün düğünde bir konuşma yaptım.

Его длинная речь утомила всех нас.

Onun uzun konuşması hepimizi sıktı.

Я раньше никогда не произносил речь.

Daha önce hiç konuşma yapmadım.

Он не совсем понимает речь молодёжи.

- Gençlerin ne dediğini tam olarak anlamıyor.
- Genç insanların ne dediğini tam olarak anlamıyor.

Том репетировал свою речь перед зеркалом.

Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.

Меня попросили сказать речь на английском.

İngilizce bir konuşma yapmam rica edildi.

Я с удовольствием слушаю русскую речь.

Rusça konuşmayı dinlemekten zevk alıyorum.

Речь Хиллари пробивала на хи-хи.

Hillary'nin konuşması eğlendiriciydi.

Прощальная речь Джейн нас очень опечалила.

Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.

Том вчера произнёс очень длинную речь.

Tom dün çok uzun bir konuşma yaptı.

Мария репетировала свою речь перед зеркалом.

Mary konuşmasını ayna önünde uyguladı.

Том репетирует перед зеркалом свою речь.

Tom aynanın önünde konuşmasını çalışıyor.

Я лучше не буду говорить речь.

Bir konuşma yapmamayı tercih ederim.