Examples of using "речь" in a sentence and their turkish translations:
O bir konuşma yaptı.
Onun konuşması bizi harekete geçirdi.
Tom'un konuşmasını yazan kişi benim.
Bana konuşmanı oku.
- Ben senin konuşmanı sevdim.
- Senin konuşmanı beğendim.
Tom kısa bir konuşma yaptı.
Tom'un konuşmasını duydun mu?
Kısa bir konuşma yaptım.
François bir konuşma yaptı.
Lafını etmeye değmez.
Tom bir konuşma yaptı.
Bir konuşma yaptım.
O bir konuşma yaptı.
Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.
Konuştun mu?
Onun uzun konuşması herkesi sıktı.
Onun konuşması bütün erkeklere ilham kaynağı oldu.
Konuşmanızı dinlemedim.
O iyi bir konuşmaydı.
Tom'un konuşması mükemmeldi.
O, bir konuşma yapmaya korkuyordu.
Onun konuşması izleyiciyi tahrik etti.
Onun konuşması dinlemeye değer.
Onun konuşması kısa bir konuşma.
O güzel bir konuşmaydı.
O, konuşmasına devam etti.
Kimse konuşmayı dinlemiyordu.
Konuşmamı yazmayı bitirmeliyim.
O konuşmayı hatırlıyorum.
Bu benimle ilgili değil.
Bu onlar hakkında değil.
Bu, Tom hakkında değil.
Konuşma radyoda yayınlandı.
Bu onunla ilgili değil.
Onun konuşması çok etkileyici.
Tom tanıtım konuşmasını yaptı.
Papağanlar insan konuşmasını taklit eder.
İnsanlar bir zafer konuşması bekledi.
Tom'un konuşması sonuncu geldi.
Onun uzun konuşmasını dinlemekten usandım.
Burada çoğunlukla Fransızcanın konuşulduğunu duyarız.
Tom bir espri ile konuşmaya başladı.
Bu ise havayla ilgili.
Konu çocuk sahibi olmaya geldiğinde
Senin konuşman tarihte kaydedileck.
Profesörün konuşması mizah doluydu.
Yavaş konuşma o adamın özelliğidir.
Konu odur.
Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
- Onun konuşması çok kısaydı.
- Konuşması çok kısaydı.
Onun konuşmasını kaydetmelisin.
Onun konuşması espri doluydu.
Onun konuşması üç saat sürdü.
Herkes dikkatle Tom'un konuşmasını dinliyordu.
Senden bir konuşma yapman istenebilir.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
Tom onun ne hakkında olduğunu biliyor.
Bu çok iyi bir konuşmaydı.
Konuşması beni derinden etkiledi.
O konuşuyordu.
Onun konuşmasından derinden etkilendim.
Konuşması üç saat sürdü.
Dan düğünde bir konuşma yaptı.
O konuşmasın neden aniden kesti?
Kimse senin dediklerinle ilgilenmiyor.
- Onun konuşması çok kısaydı.
- Konuşması çok kısaydı.
Başkanın yürekten konuşmayı öğrenmesi lazım.
Biz bulaşıcı bir hastalık bahsediyoruz.
Tom'un konuşması oldukça ilginçti.
Onun konuşması bizi çok etkiledi.
Tom'un konuşması çok sıkıcıydı.
Tom'un konuşması çok ilginçti.
- Konuşmasına özenle hazırlandı.
- Yapacağı konuşmayı titizlikle hazırladı.
Tom'un konuşmasından çok etkilendim.
Konuşması oldukça ilginçti.
DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasını yaparken
Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
Onun konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı.
Onun konuşması beni sıktı.
O, dün çok uzun bir konuşma yaptı.
Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yok.
Başbakanın konuşmasını beğenmedim.
Sen karar veriyorsun! Senin geleceğin!
Dün düğünde bir konuşma yaptım.
Onun uzun konuşması hepimizi sıktı.
Daha önce hiç konuşma yapmadım.
- Gençlerin ne dediğini tam olarak anlamıyor.
- Genç insanların ne dediğini tam olarak anlamıyor.
Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.
İngilizce bir konuşma yapmam rica edildi.
Rusça konuşmayı dinlemekten zevk alıyorum.
Hillary'nin konuşması eğlendiriciydi.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
Tom dün çok uzun bir konuşma yaptı.
Mary konuşmasını ayna önünde uyguladı.
Tom aynanın önünde konuşmasını çalışıyor.
Bir konuşma yapmamayı tercih ederim.