Examples of using "приходить" in a sentence and their turkish translations:
- Gelmek zorunda değilsin.
- Gelmek zorunda değilsiniz.
- Gelmemeliydin.
- Gelmemeliydiniz.
Yarın gelmek zorunda değilsin.
Buraya gelmenin ne anlamı var?
Gelmek zorunda değilsin.
Sana ne zaman geleceğin söylenildi mi?
Erken gelmeyi seviyorum.
Müşteriler gelmeye başladı.
Sana gelmemeni söyledim.
Tom gelmemeliydi.
Her ay buraya gelelim.
Buraya gelmek istemedim.
Gelmene gerek yoktu.
Gelmeni istemedim.
Tom'a gelmesini söylemedim.
Sakın bir daha buraya geleyim deme!
Ne zaman geleceğini onlara söyledin mi?
Ne zaman geleceğini ona söyledin mi?
Ne zaman geleceğini ona söyledin mi?
Tom'a ne zaman geleceğini söyledin mi?
Herhangi bir zamanda gelebilirsin.
Erkenci olmayı sevmem.
O kadar erken gelmene gerek yok.
Tom gelmek istemiyor.
Onlar gelmemeye karar verdi.
Senin gelmene gerek yok.
Buraya gelmek istiyorum.
Erken gelmeyi seviyorum.
Tom'un gelmesine gerek yok.
Tom gelmek zorunda değil.
Buraya gelmekten hoşlanırdım.
O gelmek istemedi.
Buraya gelemezsin.
Pazartesi gelmek zorunda mıyım?
Ben buraya gelmeyi seviyorum.
Ben gelmek istemedim.
Gelmek istemiyorum.
Sana buraya gelmemeni söyledim.
İstediğin zaman buraya geri gelebilirsin.
Buraya gelmemeliydim.
Dakik olmak zorunda değilsin.
Her gün buraya gelmek zorunda değilsiniz.
Bu kadar erken gelmene gerek yoktu.
Buraya gelmemeliydim. Üzgünüm.
Sana ne zaman geleceğini söylemeyi unuttum.
Toplantıya gelmek zorunda değilsin.
Buraya gelmeni istemedim.
Onlara ne zaman geleceğimi söyledim.
Senin gelmek istemediğini düşündüm.
Buraya gelmen için sana kim izin verdi?
Onun gelmesine gerek yoktu.
Buraya gelmemeliydin.
Tom'un mektupları gelmiyor.
Her zaman buraya gelebilirsin.
Tom'un gelmesine gerek yoktu.
Tom'un buraya gelmesi beklenmiyor.
Buraya daha sık gelmeliyiz.
Ne zaman gelmem gerektiğini bilmiyorum.
- Ne zaman geleceğimi bilmem gerekiyor.
- Ne zaman geleceğimi bilmeliyim.
Belki gelmemeliydim.
Tom gelmememizi istedi.
Buraya gelmekten gerçekten zevk alıyorum.
Tom yarın gelmek zorunda değil.
Buraya gelmeyi gerçekten seviyorum.
Gelmemeliydik.
Tom'un henüz gelmesi gerekmiyor.
Tom gerçekten gelmek istemiyor muydu?
Tom dün gelmek istemedi.
Tom hiç gelmek istemedi.
Ne zaman geleceğimi Tom'a söylemeyi unuttum.
Buraya asla gelmemeliydin.
Asla buraya gelmemeliydim.
Tom buraya gelmemeliydi.
Tom'dan buraya gelmesini istemedim.
Müşteriler dükkanımıza gelmekten vazgeçtiler.
Yalnız gelmemeliydin.
Buraya gelmeyi hiç istemedim.
Davetiye, eşinizi getireceğinizi söyledi.
Bugün gelmen gerekmiyordu.
Ne zaman geleceğimi Tom'a söyledim.
Eğer istemiyorsan gelmek zorunda değilsin.
Gerçekten buraya gelmemeliydin.
Seni buraya gelmemen için uyardım.
Tom ve Mary gelmemeye karar verdi.
Bizzat gelmesine gerek yoktu.
Ona ne zaman geleceğimi söyledim.
Ona ne zaman geleceğimi söyledim.
Onların buraya gelmelerini istemedim.
Onun buraya gelmesini istemedim.
Ben onun buraya gelmesini istemedim.
Sınıfa vaktinde gelmeliydin.
Jim tekrar gelmeyeceğine bana söz verdi.
Mümkün olduğunca sık geleceğim.
Tom bugün buraya gelmek istemedi.
Tom yarın buraya gelmek istemiyor.
Tom o kadar erken gelmek istemedi.