Examples of using "перестаньте" in a sentence and their turkish translations:
Kes şunu!
Lütfen tartışmayı kesin.
Boşa zaman harcamaktan vazgeç.
Bana emretmeyi kes.
- Kendinizi küçümsemeyi bırakın.
- Kendinizi yabana atmayın.
Acımasız olmaktan vazgeç.
Bağırmayı bırak.
Oyun hakkında konuşmayı bırak.
Koşmayı bırak.
Ama ona deli demekten vazgeçin.
- Hoca içeriye girince konuşmayı kesin.
- Öğretmen içeri girince konuşmayı kesin.
Bağırmayı bırak.
Lütfen dövüşmeyi bırakın.
Lütfen ıslık çalmaktan vazgeç.
Lütfen ağlamayı bırakın.
Tom'la alay etmeyi durdur.
Tom'a vurmayı kes.
Somurtmayı kes!
Kes şunu!
Konuşmayı bırakın ve işinize geri dönün.
Zamanı boşa harcamayı bırak.
- Havlamayı kes!
- Havlamayı durdur!
Gülümsemeyi bırak.
- Kes artık!
- Uzatma artık!
Film çekmekten vazgeç.
Onu yapmayı bırak, lütfen.
Şarkı söylemeyi bırak.
Onun hakkında konuşmaya son ver.
Lütfen öyle konuşmayı bırak.
Lütfen bizi sıkmayı bırak.
O konuda düşünmeyi kes.
Lütfen bunu yapmayı bırakın.
Gevezelik etmeyin!!
Lütfen şarkı söylemekten vazgeç.
Kendini suçlamaktan vazgeç.
Beni doğrulamayı bırak.
Tom'u korkutmayı kes.
Benden çekinmeyi bırak.
Soru sormayı bırak.
Dikkatimi dağıtmayı bırak.
Onu korkutmayı bırak.
Kendini küçümsemeyi durdur.
Yalan söylemeyi bırak.
- Tartışmayı kesin.
- Tartışmayı kes.
- Gülmeyi bırak!
- Gülmeyi kes!
Şikayet etmeyi bırak ve çalışmaya başla.
- Ağlamayı bırak.
- Ağlamayı kes.
Bana kusur bulmayı bırak.
Her sözcüğümde hata bulmayı kes.
Beni izlemeyi bırak.
Kediye vurmaktan vazgeç!
Onu derhal durdurun.
Benimle alay etmeyi bırak.
Bana bakmayı kes!
Tom hakkında konuşmaktan vazgeç.
Kendin hakkında konuşmayı kes.
Anlamıyormuş gibi yapmayı bırak.
Bağırmayı kes!
- O şarkıyı söylemeyi durdur.
- O şarkıyı söylemeyi kes.
Yatakta zıplamayı kes.
Bizi gözetlemeyi bırakın.
Fransızca konuşmayı kes.
- İş hakkında konuşmayı bırak.
- İş hakkında konuşmayı kes.
- İş hakkında konuşmayı kesin.
- İşten bahsetmeyi bırak.
Onun hakkında endişelenmeyi bırak.
Lütfen dur.
Lütfen bana öyle demeyi bırak.
Bana öyle bakmayı kes.
Beni gıdıklamayı bırak!
Onu korkutmayı bırak.
Benimle Tom hakkında konuşmaktan vazgeç.
Onu kızdırmayı kes.
Ona sataşmayı kes.
Şimdi ağlamayı bırak.
Bana Tom demekten vazgeç.
Lütfen o şarkıyı söylemekten vazgeç.
Bu şarkıyı söylemeyi kesin.
- Lafı uzatma ve sadede gel.
- Lafı gevelemeyi bırak ve sadede gel.
Bana yalan söylemeyi bırak.
Durun, onu ağlatıyorsunuz!
Onu derhal durdurun.
Lafı uzatma ve bana doğruyu söyle!
Bana bakmaktan vazgeç.
- Lütfen bağırmayı kes.
- Lütfen bağırmayı bırak.
Bana bir çocuk gibi davranmayı kes.
Dur. İstemiyorum.
Lafı ağzında geveleme ve bize gerçekten ne düşündüğünü söyle.
Bebek gibi davranmaya son ver.
Çocuk gibi davranmaktan vazgeç.
Şımarık bir çocuk gibi davranmayı kes.
Dur! Onu ağlatıyorsun.
Dur! Onu ağlatıyorsun.