Examples of using "ненавидите" in a sentence and their turkish translations:
Benden nefret ediyorsun.
Köpeklerden nefret etmez misiniz?
Korku filmlerinden nefret mi ediyorsun?
Tom'dan nefret ediyorsun, değil mi?
- Neden Tom'dan nefret ediyorsun?
- Neden Tom'dan nefret ediyorsunuz?
Ne seversin? Ne sevmezsin?
Siz ikiniz birbirinden nefret ediyor gibi görünüyorsunuz.
Benden nefret ediyor musun?
Bu tür şeylerden nefret ediyorsun, değil mi?
Neden bizden nefret ediyorsun?
Onlardan neden nefret ediyorsun?
Neden ondan nefret ediyorsun?
Neden onu sevmiyorsun?
Niye herkesten nefret ediyorsun?
Komşundan nefret ediyor musun?
Bizden nefret ediyorsun, değil mi?
Neden onlardan bu kadar nefret ediyorsun?
Neden ondan bu kadar çok nefret ediyorsun?
- Benden nefret ettiğini sanıyordum.
- Benden nefret ettiğini düşünüyordum.
Fransızcadan hâlâ nefret ediyor musun?
Boston'dan neden o kadar çok nefret ediyorsun?
Benden nefret ettiğinizi biliyorum ama burada kalacağım.
Tom'dan o kadar çok nefret ediyor musun?
Onlardan nefret ettiğini söyledin.
Sen benden nefret ettiğini söyledin.
Ondan nefret ettiğini söyledin.
Sen ondan nefret ettiğini söyledin.
Neden bizden bu kadar nefret ediyorsun?
Senin Tom'dan nefret ettiğini sanıyordum.
- Esperantodan neden bu kadar çok nefret ediyorsun?
- Neden Esperantodan bu kadar çok nefret ediyorsun?
Bizden nefret ettiğini düşündüm.
Tom'dan nefret ettiğini söyledin.
Bizden nefret ettiğini söyledin.
Kaybetmeyi sevmiyorsun, değil mi?
Cenazelerden nefret ettiğini biliyorum.
Okuldan nefret ettiğini biliyorum.
Düğünlerden nefret ettiğini biliyorum.
Onlardan nefret ediyorsun, değil mi?
Neden ondan bu kadar nefret ediyorsun?
Onlardan nefret ettiğini düşündüm.
Benden neden nefret ediyorsun?
İşinden nefret ettiğini biliyorum.
Kadınlardan nefret ediyor gibi görünüyorsun.
Ondan nefret ettiğini gerçekten Tom'a söyledin mi?
Tom'dan nefret ettiğini sanıyordum.
Ben birbirinizden nefret ettiğinizi biliyorum ama aynı takımdasınız, birlikte çalışmanız gerekiyor.
Tom'dan neden bu kadar çok nefret ediyorsun?
Eğer böyle davranırsan o senin ondan nefret ettiğini düşünür.
Tom sana sürpriz bir parti vermek istedi ama senin bundan nefret edeceğini biliyordum, bu yüzden ona vermemesini söyledim.
Gerçekten Tom'dan o kadar nefret ediyor musun?
Ondan nefret ettiğini düşündüm.
Ondan nefret ettiğini sanıyordum.
Senin Boston'dan nefret ettiğini sanıyordum.