Examples of using "ненавидишь" in a sentence and their turkish translations:
Ondan nefret ediyor musun?
Neyden nefret ediyorsun?
Onlardan nefret ediyorsun, değil mi?
Sen onlardan nefret ediyorsun, değil mi?
Turistlerden nefret ediyorsun, değil mi?
Neden Tom'dan nefret ediyorsun?
Yoksul çocuklardan nefret mi ediyorsun?
Neden benden bu kadar çok nefret ediyorsun?
Hala Esperanto dilinden hoşlanmıyor musunuz?
Hala benden nefret ediyor musun?
Kanadalılardan neden bu kadar nefret ediyorsun?
Sen Tom'dan nefret ediyorsun, doğru mu?
Ondan nefret ediyorsun, değil mi?
Onlardan o kadar nefret ediyor musun?
Benden neden nefret ediyorsun?
İşinden nefret ediyorsun, değil mi?
- Ondan nefret ediyorsun, değil mi?
- Ondan nefret ediyorsun değil mi?
- Partilerden hoşlanmazsın, değil mi
- Partilerden nefret ediyorsun, değil mi?
Benden nefret ediyor musun?
Neden ülkenizden bu kadar çok nefret ediyorsunuz?
Tom'dan nefret ettiğini sanıyordum.
Tom'dan nefret ettiğini söyledin.
Bizden nefret ettiğini söyledin.
Benden gerçekten nefret ediyorsun, değil mi?
Korku filmlerinden nefret ediyorsun, değil mi?
Benden neden bu kadar nefret ettiğinizi bilmiyorum.
Tom'dan neden bu kadar çok nefret ediyorsun?
Neden ondan bu kadar nefret ediyorsun?
Neden bizden nefret ediyorsun?
Onlardan neden nefret ediyorsun?
Neden ondan nefret ediyorsun?
Neden onu sevmiyorsun?
Niye herkesten nefret ediyorsun?
"Neden benden bu kadar çok nefret ediyorsun?" "Çünkü sen kabasın!"
Ondan nefret ettiğini söyledin, değil mi?
Komşundan nefret ediyor musun?
Bizden nefret ediyorsun, değil mi?
Neden onlardan bu kadar nefret ediyorsun?
Neden ondan bu kadar çok nefret ediyorsun?
Benden nefret ettiğin için seni suçlamıyorum.
- Benden nefret ettiğini sanıyordum.
- Benden nefret ettiğini düşünüyordum.
Fransızcadan hâlâ nefret ediyor musun?
Boston'dan neden o kadar çok nefret ediyorsun?
"Benden nefret ediyor musun?" "Hayır" "Yani beni seviyor musun?" "Neden soruyorsun?"
Tom'dan o kadar çok nefret ediyor musun?
Onlardan nefret ettiğini söyledin.
Sen benden nefret ettiğini söyledin.
Ondan nefret ettiğini söyledin.
Sen ondan nefret ettiğini söyledin.
Neden bizden bu kadar nefret ediyorsun?
Senin Tom'dan nefret ettiğini sanıyordum.
- Esperantodan neden bu kadar çok nefret ediyorsun?
- Neden Esperantodan bu kadar çok nefret ediyorsun?
Bizden nefret ettiğini düşündüm.
Kaybetmeyi sevmiyorsun, değil mi?
Cenazelerden nefret ettiğini biliyorum.
Okuldan nefret ettiğini biliyorum.
Düğünlerden nefret ettiğini biliyorum.
Onlardan nefret ediyorsun, değil mi?
Onlardan nefret ettiğini düşündüm.
İşinden nefret ettiğini biliyorum.
Neyden nefret ettiğini bana söylediğin için teşekkür ederim. Şimdi seninle dövüşmek daha kolay oldu.
- Neden Tom'dan nefret ediyorsun?
- Neden Tom'dan nefret ediyorsunuz?
Kadınlardan nefret ediyor gibi görünüyorsun.
Ondan nefret ettiğini gerçekten Tom'a söyledin mi?
Eğer böyle davranırsan o senin ondan nefret ettiğini düşünür.
Gerçekten Tom'dan o kadar nefret ediyor musun?
Ondan nefret ettiğini düşündüm.
Ondan nefret ettiğini sanıyordum.
Nefret ettiğin bir şeyde başarılı olmaktansa sevdiğin bir şeyde başarısız olmanın daha iyi olduğunu içtenlikle düşünüyorum.
Senin Boston'dan nefret ettiğini sanıyordum.