Examples of using "матерью" in a sentence and their turkish translations:
Ben iyi bir anne değildim.
Tom'un annesiyle konuştum.
Annenle öyle konuşma!
Annenle o biçimde konuşma.
Annenle öyle konuşma!
Mary şimdi annesiyle yaşıyor.
- Leyla meşgul bir anneydi.
- Leyla yoğun bir anneydi.
Anne olmak nasıl bir duygu?
Annenle öyle konuşma!
Annenle konuşmak istiyorum.
Tom, annesiyle birlikte Avustralya'da yaşıyor.
aniden yas tutan bir anne oluyorum.
İşte annemin pişirdiği balık.
Küçük çocuk annesiyle birlikte yürüyüşe çıkar.
Ben hep bir anne olmak istedim.
O, hasta annesine hizmet ediyor.
Ben anne olmaya hazır değilim.
Tom artık annesiyle birlikte yaşıyor.
O, çocuklarımın annesiydi.
Tom annesiyle kalmak istedi.
Anneleriyle birlikte evdeler.
Tom, annesiyle büyük bir kavga etti.
- Anneme bakmak zorundayım.
- Anneme bakmalıyım.
Tom annesi ile birlikte yaşıyor.
Tom annesi tarafından yapılan kıyafetler giyer.
Bütün gece annesine nezaret etti.
Ben sadece annenle konuşuyordum.
İyi bir anne olmak sana göre ne anlama geliyor?
Kız her zaman annesini izliyordu.
O, hasta annesi için endişe ediyor.
Annem Tom'un annesini tanıyor.
Sen harika bir anne olurdun.
Tom hâlâ annesi ile birlikte yaşıyor.
Annem iyi bir anne değildi.
On beş yaşındayken anne oldu.
Tom annesi ile telefonda konuşuyor.
O, annem olduğunu reddetti.
Leyla eş ve anne olmak istedi.
Mary bir eş ve bir anne olmak istedi.
Tom Boston'da annesiyle yaşıyor.
Sadece iyi bir anne olmaya çalışıyorum.
Annen ve ben bu duyguları yaşadık.
Tom her gün annesiyle konuşur.
Tom annesiyle birlikte.
Karım annemle iyi geçinir.
Tom annesiyle birlikte düzenli olarak suşi yer.
Tom annesi tarafından azarlandı.
O, annesiyle yaşıyor.
Tom, Mary'nin annesiyle tanışmasını istiyor.
Senin annenle sorunların olduğunu biliyorum.
Tom babasının annesine yanına gömülmesini istiyor.
Bekar bir anne mi yoksa bekar bir baba mı olmanın daha kolay olduğunu düşünüyorsun?
Annenizle bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
Michael zaten bir yetişkin ama henüz annesiyle yaşıyor.
Tom, annesi yerine babası ile yaşamayı seçti.
Tom neredeyse annesiyle hiç Fransızca konuşmuyor.
Annenle görüşmek istiyorum.
Babamla Fransızca, annemle de İngilizce konuşuyorum.
O, annesini aradı.
Annen ve ben Tom'la evlenmeni istiyoruz.
Mary ve kız kardeşi, hasta annelerine nöbetleşe baktılar.
Tom hasta annesine baktı.
Nasıl iyi bir anne ve eş olunur emin değilim.
Anneni iyi tanıyordum.
Anneni görmek istiyorum.
Tom babasıyla Fransızca ve annesiyle İngilizce konuşur.
Tom'un bütün elbiseleri annesi tarafından yapılır.
Annenle konuştuğun aynı dili babanla konuşur musun?
Tom'un annesini tanıyor musun?
Tom hâlâ annesi ile birlikte yaşıyor.
Annemle Fransızca ve babamla İngilizce konuşarak büyüdüm.
Annenle böyle tanıştım.
Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların anasıydı.
Tom'un giydiği kıyafetler annesi tarafından yapılır.
- Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.
- Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
Onun annesine karşı çok kaba olduğu için, Tom Mary'den özür dilemeli.
Ben hiç annenle nasıl tanıştığımı söyledim mi?