Examples of using "кость" in a sentence and their turkish translations:
Köpeğe kemik verdi.
Köpek kemiği çiğnedi.
Köpek bir kemik çiğniyor.
Tom köpeğine bir kemik verdi.
O, köpeğe bir kemik verdi.
Kemikleri kimin için getirdiniz?
İki tane köpek, kemik için dövüştüler.
Boğazımda bir kemik sıkıştı.
Köpeğe bir kemik verdim. Havlamasını durdurdu.
Boğazıma kılçık takıldı.
Hiç kırık kemik yok.
Kemiğin içini göremeden beynin içini görmeyi nasıl planlıyorsunuz?''
Kafatası beyninizi yaralanmaya karşı koruyan sert kemiktir.
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
- Sen hiç kemik kırdın mı?
- Hiç kemiğin kırıldı mı?
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Fransa'da Pazar günü bir bisiklet kazasında sağ uyluğunu kırdı.