Examples of using "принесла" in a sentence and their turkish translations:
O bir süpürge getirdi.
Sen biraz su getirdin.
Köpek topu getirdi.
Küçük bir kuş bana söyledi.
Devrim birçok değişiklikler getirdi.
Bana kahve getirdi.
Hostes Tom'a içeçek getirdi.
Bu kavramsallaştırmanın harika faydaları var.
O, bugün onun öğle yemeğini getirdi.
- O bana bir bardak çay getirdi.
- O, bana bir fincan çay getirdi.
Garson bana kahve getirdi.
Çevirmem için bana bir mektup getirdi.
Ben şarap getirdim.
Ben biraz tatlı getirdim.
Bir pasta getirdim.
Para talih kuşu gibi geldi.
Onun doğum günü partim için getirdiği şeye bak.
Biz oturur oturmaz, o bize kahve getirdi.
Benimkini getirdim.
Sana yiyecek bir şey getirdim.
Oturur oturmaz o bize kahve getirdi.
Doğum günüm için bana getirdiği şeye bak.
Size bir hediye getirdim.
Kız bana bir kırmızı beyaz gül getirdi.
Kız bana bir kırmızı ve bir beyaz gül getirdi.
Bilim hayatımızda yaklaşık olarak birçok değişiklik getirmiştir.
O bana bir bardak şekersiz çay getirdi.
- Elmalar, portakalllar, ve benzerlerini getirdi.
- Elma, portakal falan getirdi.
Bana Almanca birçok roman getirdi.
Tom, Mary'nin ona bir fincan kahve getirmesini istedi.
Ben bolca özür diledim.
Tom'un bir resmini getirdim.
Geç kaldığı için özür diledi.
Ama ona aromalı kahve sütlüğü getirmemi isteyen hastam
Bunu eve getirdin mi?
Tom çekmeceden tirbuşonu çıkardı ve Mary'nin getirdiği şarap şişesini açtı.
Sana bir hediye getirdim.
Kemikleri kimin için getirdiniz?
Ne güzel çiçekler getirdin.
Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. Bende meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, meyve veren her çubuğu ise daha çok meyve versin diye budayıp temizler.