Examples of using "извлечь" in a sentence and their turkish translations:
Elimizden geleni yapmaya çalıştık.
Tarihten öğrenebileceğin tek şey tarihten bir şey öğrenemiyeceğindir.
Bir doktor, onun sırtındaki mermiyi çıkarmaya çalıştı.
CD'yi bilgisayardan çıkarmak için küçük düğmeye basın.
Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
Doktorlar, kurşunu çıkarmaya korkuyorlardı.
Bilirsiniz, konuşmamdan alacağınız, bir şey varsa,
Bu durumdan azami şekilde yararlanmalıyız.
Bu cümleden o anlamı çıkarmak da zor.