Examples of using "лучшее" in a sentence and their turkish translations:
En iyisini sona sakladık.
Haydi hayırlısı!
Daha iyisine uğraşın.
daha güçlü bir ekonomik güvenlik,
En iyiler çoğunlukla iyilerin düşmanıdır.
Uyku ilaçtan daha iyidir.
- Kahkaha en iyi ilaçtır.
- Gülmek en iyi ilaçtır!
Zaman en iyi ilaçtır.
Gülmek en iyi ilaçtır!
Bu en iyi çözüm değil.
En iyi şey ona telefon etmektir.
Bu, yılın en iyi mevsimi.
Biz en iyisini umalım.
En iyisini istiyorum.
İyi niyetle umuyoruz.
Bu iyi bir zaman değil.
Ev yapımı kurabiyeler en iyisidir.
- En iyi kısmı kaçırdın.
- En iyi kısmı kaçırdınız.
Henüz en iyisi gelmekti.
Domatesler için en iyi gübre hangisidir?
Soğuk algınlıkları için en iyi ilaç nedir?
Bu onun en iyi zamanıydı.
O onun en iyi zamanıydı.
Eğitim şiddete karşı en iyi panzehirdir.
En iyi ayna, eski bir dosttur.
Uyku, uykusuzluğun en iyi ilacıdır.
En iyisini umut etmeliyiz.
Üzgün müsün? Gülmek en iyi ilaçtır.
En iyisini umut ediyorum ama en kötüsüne hazırım.
- En sevdiğin çocukluk anın nedir?
- En sevdiğiniz çocukluk anınız nedir?
Geldiğimiz en iyi sonuç bu mu?
Sonbahar spor için en iyi sezondur.
Daha iyi tedavi hakkına sahiptir.
Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.
Ameliyat en iyi çözümdür.
En iyiyi umut et; en kötüye hazırlan.
Soğuk algınlığı için en iyi ilaç uyumaktır.
Elimizden geleni yapmaya çalıştık.
En yumuşak yastık temiz bir vicdandır.
Elimden gelenin en iyisini yaparım.
Bu, yürüyüş için en iyi mevsim.
Yapabileceğimiz en iyi şey bu mu?
- Elimizdeki en iyisi bu.
- Bu elimizdekilerin en iyisi.
Daha iyi bir şey umuyoruz.
Chobani’nin en önemli yanı benim için şu oldu:
Fakat yapabileceğiniz en iyi şey bu.
Hayırlısı diyelim yine de.
- Bir düşmana karşı en iyi silah, başka bir düşmandır.
- Düşmana karşı en iyi silah başka düşmandır.
En iyisini umalım ama en kötüsünü bekleyelim.
En iyisi için ümit ederiz, ama en kötüsünü bekleriz.
Korkarım ki yapabileceğim en iyi bu.
Bana olabilecek en iyi şey bu.
Bence, bu roman onun en büyük eseri.
Şimdiye dek yaptığım en iyi şey.
Bu hayatımın en iyi zamanıydı.
Bana daha iyi bir açıklama verebilir misin?
Bu, Boston'u ziyaret etmek için yılın en iyi zamanıdır.
Anne ve babalar oğullarına en iyi eğitimi vermek isterler.
şu an sahip olduğumuzdan çok daha iyi olacaktır.
Bunun en güzel yanı size oyuncaklarla oynama fırsatı sunması.
İlkbahar Kyoto'yu ziyaret etmek için en iyi mevsim.
Bu, belki de içinde bulunduğum durumu en iyi tarif eden sözcük.
"İyi"nin düşmanı "daha iyi"dir.
Bu şimdiye kadar bana olan en iyi şey.
Bu en iyi çözüm olmayabilir ama işe yarayacak.
Bu, başıma gelen en güzel şey.
Sen en iyisi seçildin.
Eğitim kadınlar ve çocukları için daha sağlıklı bir hayat,
Bu en iyisi.
O en iyisidir.
- Hiç karışma.
- Fazla kurcalama.
En iyisi hangisi?
Tom için yapabileceğin en iyi şey bu mu?
Tom bunun onun yapabileceği en iyi şey olduğunu söylüyor.
- En iyi çözüm bu gibi görünüyordu.
- En güzel çözüm bu gibi duruyordu.
Yapılacak en iyi şey bir uzmanın onu onarmasını istemektir.
Çocuklarımın her şeyin en iyisine sahip olmalarını istiyorum.
Bunun konuşmamız için en iyi zaman olduğunu sanmıyorum.
Okumak için en iyi mevsim sonbahardır.
Kendimi bir çok şeyden mahrum bırakıyorum ama Tom'a her zaman en iyisini alıyorum.
Bu durumda olabileceğimizin en iyisi o fıkradaki yaşlı kadın...
En iyisini istedim.
Tom, Mary ile evlenmenin o güne kadar yaptığı en iyi şey olduğuna inanıyor.
Bunun en iyi çözüm olduğunu sanmıyorum.
Tom yapacak en iyi şeyin Mary'nin Boston'a gitmesine izin vermek olduğuna karar verdi.
Üniversite «Hizmet Gösteren En İyi Yer» olarak KC Cumhurbaşkanlığı «Altın Kalite» ödülünü aldı.
Bir çocuğun çevresini anlamaya çalışmasındaki sonsuz merakı görüyorum; yani daha iyi bir toplum için hâlâ umut var demektir.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
Sonuncusu en iyisi.