Examples of using "еду»" in a sentence and their turkish translations:
Yiyecek getir.
Ben yemek aldım.
Yiyecek aldığın için sana teşekkür ederim.
yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.
Yemeği masanın üzerinde bırak.
Köpek yemeğini yiyor.
Seni almaya geliyorum.
- Yiyecek almak için hiçbir yer yoktu.
- Yemek alacak bir yer yoktu.
Maymunlar tüm yiyeceği çaldı.
Sen yemek yersin.
Yemeğini ye.
Yemek için çok teşekkürler!
Yemek pişiriyorum.
Kore yemeklerini severim.
Yemek sipariş ettik.
Yiyecek arıyordum.
Yemek arıyorum.
Oraya geliyorum.
Yemek hazırlıyor.
Herkes yiyeceği tattı.
Tom yiyecek alıyor.
Bir iş gezisine gidiyorum.
Kütüphaneye yiyecek taşıyamasın.
Bu yemeği gerçekten çaldın mı?
Ne çeşit yemek yedin?
Ona yolda olduğumu söyle.
Hastane yiyeceğinden nefret ederim.
Tom'a geldiğimi söyle.
Çadırın içine yiyecek getirmeyin.
Dışarıdan yemek söyleyelim.
- Kütüphaneye yiyecek getiremezsiniz.
- Kütüphaneye yiyecek getiremezsin.
-yemek, çiçekler, balık bıçağı gibi-
Şehre gidiyorum.
Amerikan yemeğini seviyorum.
Yemeklerimi annem hazırlar.
Buzdolapları gıdanın korunmasına yardımcı olur.
Paris'e gidiyorum.
Ben işe gidiyorum.
Londra'ya gidiyorum.
Çok hızlı mı sürüyorum?
Bizim yiyeceklerimizi seveceksiniz.
Biz Çin yemeği ısmarladık.
Yiyeceği kim ödüyor?
Ben Çin yemeğini seviyorum.
Yiyecek almak için hiçbir yer yoktu.
Ben Kore yemeğini severim.
Yemeklerimizi hazırladık.
Yemeğimizi hazırlıyoruz.
Havaalanına gidiyorum.
Tom'la yolculuk yapıyorum.
Boston'a gidiyorum.
O çoktan yemeği yaptı.
Biz onlar için yiyecek satın alıyoruz.
Ne tür yiyecek istiyorsun?
Biz Çin yemeğini severiz.
Kabyle yemeğini seviyorum.
İtalyan yemeklerini sever misin?
Çok hızlı gidiyor muyum?
Tom baharatlı yiyecek seviyor.
Harika yemek için teşekkür ederim.
Lezzetli yemek için teşekkürler.
Japon yemekleri yerim.
Kore yemeğini sever misin?
Ben Rusya'ya gidiyorum.
Tom şimdi yemek yapıyor.
Avustralya'ya gidiyorum.
Yurt dışına çıkıyorum.
Gıdayı satın almam gerekiyor.
Fadıl helal gıda yedi.
Bu yemeği kim aldı?
Arabayla gidiyorum.
Otobüsle gidiyorum.
Kediye yemeği verdin mi?
Yiyecek aldığın için sağ ol.
- Daçaya gidiyorum.
- Ben daçaya gidiyorum.
- Yazlığa gidiyorum.
Tom Mary'nin hazırladığı yemeği tattı.
Uzayda nasıl yiyecek bulursun?
İstasyona gidiyorum.
Seninle Boston'a gidiyorum.
Ekim ayında Boston'a gidiyorum.
- Bir haftalığına Boston'a gidiyorum.
- Bir hafta için Boston'a gidiyorum.
Yiyecek yakalamak için en iyi ihtimalimiz ne?
Yemek hakkında ona şikâyette bulundu.
Şehir merkezine gidiyorum.
Bütün yiyeceğimizi kim yedi?
Lütfen yemeği hazırlamama yardım et.
Kore yemeği yemeyi severim.
Tom yemek pişiriyor.
O her zaman yemeklerden şikayetçi oluyor.
Biz yemeğin maliyetini paylaştık.
Boston'a gitmiyorum.
Her türlü yemeği pişirmeyi severim.
Yarın Nîmes'e gidiyorum.