Examples of using "духу" in a sentence and their turkish translations:
Hayır diyecek cesaretim yok.
Ken'in onu tekrar denemek için cesareti yoktu.
Tom hakkında gerçekten ne düşünüyorsun?
Günler geçiyor ve Tom'tan hala bir iz yok
Saat 8.30'da Fadıl'dan hiçbir iz yoktu.
RAB, "Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak."
Tom'un Mary ile konuşacak cesareti yoktu.
Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa.
Melek gür bir sesle bağırdı: “Yıkıldı! Büyük Babil yıkıldı! Cinlerin barınağı, her kötü ruhun uğrağı,bher murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu. Çünkü bütün uluslar azgın fuhşunun şarabından içtiler.