Examples of using "дни" in a sentence and their turkish translations:
Günler kısalıyor.
Senin günlerin sayılı.
- Yağmurlu günlerden nefret ederim.
- Yağmurlu günlerden nefret ediyorum.
Onlar daha iyi günler gördü.
Haftanın günlerinin isimlerini söyle.
Günler daha kısa oluyor.
Kışın, günler daha kısadır.
Doğum günleri önemlidir.
Günler uzuyor.
İlkbaharda günler uzar.
Onun günleri sayılı.
Tom'un günleri sayılı.
Günler yazın daha uzundur.
Günler kısaldı.
- Soğuk kış günlerinden nefret ederim.
- Soğuk kış günlerinden nefret ediyorum.
- Yağmurlu günler beni mutsuz eder.
- Yağmurlu günler beni mutsuz ediyor.
hatırlayın o günleri haydi.. haydi.
Bugünlerde nasılsın?
Dakikalar, günler gibi geçti.
Yaz boyunca günler daha uzun sürer.
Baharda günler uzar.
O günleri hatırlıyorum.
Gündüzler gecelerden daha uzundur.
Onlar daha iyi günler görmüştü.
Günleri sayıyorum.
Mutlu günler çabuk geçer.
artık Kanal D günleri başladı
Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
Günler gittikçe uzuyor.
Bir siyasetçi olarak onun günleri sayılı.
Rüzgarlı günleri sevmiyorum.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
Tokyo günler içinde teslim oldu.
Bugünlerde bir saç tıraşı olmanın maliyeti nedir?
Günümüzde en çok bunlar yaygın.
Yağmurlu günler beni depresif yapar.
Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.
Kış yaklaşırken günler kısalır.
Bu günlerde ben çok meşgulüm.
Bugünlerde sabır nadir bir erdemdir.
Önümüzdeki günlerde bizi bir sürpriz bekliyor.
Günümüzde, kitaplar herkes için erişilebilir.
Doğum günlerinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Tatil günlerinde bile çalışıyorum.
İnternet yoktu o zaman.
Bu gelenek günümüzde ortadan kalkıyor.
O günleri nasıl unutabilirim?
- Hepimizin kötü günleri oluyor.
- Hepimizin gününde olmadığı zamanlar vardır.
Günümüzde insanlar daha uzun yaşıyor.
Sen meşgulken günler çabuk geçer.
Doğum günlerinin önemli olduğunu hissediyor musunuz?
Doğum günlerinin önemli olduğunu hissediyor musunuz?
Birlikte geçirdiğimiz mutlu günleri hatırlıyorum.
Kış aylarında günler kısalır ve hava daha erken kararır.
Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.
o günleri hatırlayıp birazcık gülümseyelim
çok güzeldi o günler
O günlerde bilgisayarlar kişisel değildi
Bugünlerde az sayıda kişi beni ziyaret eder.
Yaz ayları çok çok sıcak olabilir.
Herkes bana bu günlerde Tony dedi.
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
O günlerde ben hâlâ bir öğrenciydim.
Günümüzde herkes kitap alabilir.
Gün geçtikçe, momentumda kampanyamız büyüdü.
Bütün günler cumartesi olsa ne olur?
"Tom'u gördün mü?" "Son birkaç günde değil."
Açık bir günde Fuji Dağı'nı buradan görebiliriz.
Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.
Doğum günü partilerinden nefret ederim.
İyi günlerim ve kötü günlerim var.
Şu günlerde hayattan keyif almıyorum.
Günümüzde, Japon halkı nadiren kimono giyerler.
Bu kitap bu günlerde iyi satıyor.
Tom Pazar günleri neredeyse her zaman evdedir.
- Kış yaklaştıkça günler kısalıyor.
- Kış yaklaştıkça günler gitgide kısalıyor.
Bence en iyi günler önümüzde.
Bu günlerde iyi bir iş bulmak zor.
Bu beni şimdi ta eski günlere sürükledi.
İlkbahar geldiği zaman günler gün be gün uzar.
ve beni en karanlık günlerimde kurtaran stratejilerim.
hayatımın en güzel günleriydi muhtemelen
o günlerde bir de bisiklete binmek vardı
zor günlerde de bizim imdadımıza yetişti
O günlerde, o, evde tek başına yaşıyordu.
O günlerde uzun etekler modaydı.
O zamanlar televizyonumuz yoktu.
O günlerde okula yayan giderdim.
O yağmurlu bir günde okula sık sık geç kalır.
Büyükbabam böyle günler olacağını her zaman söyledi.
Bugünlerde birçok insan arabayla seyahat ediyor.
Sonbahar geldiği için günler kayda değer ölçüde daha kısa oluyor.
Bu günlerde babamı az görüyorum.