Examples of using "хватило" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un yeterli parası yoktu.
O yeterliydi.
Tom protesto yapmaması gerektiğini biliyordu.
Buradan çıkacak yeterli sağduyuya sahibim.
Teklifi reddedecek cesareti vardı.
O yeterli değildi.
Tom'un Mary'ye itaatsizlik edecek cesareti yoktu.
Gitmek için yeterli param yoktu.
Tom özür dileme inceliği bile göstermedi.
Tom'un tetiği çekmek için cesareti yoktu.
Ona doğruyu söyleyecek cesareti yoktu.
Tom'un ona doğruyu söyleyecek cesareti yoktu.
Ken'in onu tekrar denemek için cesareti yoktu.
Ona söyleyecek cesaretim yoktu.
Yeterli para var mıydı?
Bir kez yeterliydi.
Üç ay deneyi bitirmek için yeterli değil.
- Onu seçmeye bizim oylarımız yetmedi.
- Bizim oylarımız onun seçimi kazanması için yeterli gelmedi.
Böylesina aptal bir soru sormaktan daha iyisini biliyordu.
Tom bile bunu yapacak kadar aptal olmaz.
Tom'un tek başına oraya gitmek için cesareti yoktu.
Erkek kardeşimin nehri yüzerek geçmeye cesareti yoktu.
Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı.
Tom'un otobüsle eve gitmek için yeterli parası yoktu.
Tom Mary'nin söylediğine inanacak kadar aptaldı.
Üçün yeterli olacağını düşünüyorum.
Tom Mary'ye böyle aptalca bir soru sormaması gerektiğini biliyordu.
Yeterince zamanımız yoktu.
Tom'un Mary'ye gerçeği söyleyecek cesareti yoktu.
Yeterli param olsaydı o kitabı alırdım.
- Tom Mary'yi bir satranç oyununa davet edecek kadar aptaldı.
- Tom satranç oyununda Mary'ye meydan okuyacak kadar aptaldı.
Ona gerçeği söyleyecek cesaretim yoktu.
Tom'un ev ödevini bitirmek için yeterli zamanı yoktu.
Tom'un geçen ay faturalarını ödemeye parası zar zor yetti.
O yanılgan olduğunu itiraf edebilecek bir terbiyeye sahip değildi.
Hatta ailesinin onu üniversite okutabilecek kadar bir parası da yoktu ortada
Hepimiz acıkacağız, bu yüzden herkese yetecek yiyecek getirildiğinden emin ol.
Yeterli değil miydi?
Tom Mary'ye onunla dışarı çıkmasını rica etmek istedi, ama cesareti yoktu.
İşi bitirmek için yeterli vaktimiz yoktu.
Tom Mary'ye kendini öldüreceğini söyledi ama bunu yapmaya cesareti yoktu.
O sizin için yeterli değil miydi?
Sunumumu bitirmek için yeterli zamanım yoktu.
Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zamanım yoktu.
Hiç kimsenin onu ona söylemeye cesareti yoktu.
Tom'un gökyüzü dalışını deneyecek cesareti yoktu.
Tom'a inanacak kadar aptaldım.
Yeterli param olsa, onu satın alabilirim.
- Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- Hepimize yetecek kadar yiyecek vardı.
Tom'un Mary ile konuşacak cesareti yoktu.
Tom'a yeni bir bisiklet almak istedim ama yeterince param yoktu.