Examples of using "Шанс" in a sentence and their turkish translations:
Bu sizin şansınız.
Bana bir şans ver.
Bir şans olduğunu düşünüyor musun?
Tom'a bir şans ver.
Bize bir şans verin.
Onlara bir şans ver.
Ona bir şans ver.
Ona bir şans tanı.
Şans gitti.
Tom'a bir şans verelim.
- İşte benim şansım.
- İşte benim kısmetim.
- Şansını yitirdin.
- Şansını kaybettin.
Ona ikinci bir şans ver.
Bu senin tek şansın.
Fırsatımı kaçırdım.
Sen fırsatını kaçırdın.
Lütfen ona bir şans ver.
Bir şansın vardı.
Bize ikinci bir şans ver.
Lütfen onlara bir şans ver.
Lütfen ona bir şans ver.
Onlara bir şans verdim.
- Ona bir şans verdim.
- Ona şans verdim.
Ona bir şans verdim.
- Bu fırsatın kaçmasına izin vermeyin.
- Bu fırsatı kaçırmayın.
Bu son şans.
Şimdi senin fırsatın.
Hâlâ bir şans var.
Barışa bir şans verin.
İşte benim şansım.
Bana bir şans ver!
Sana bir şans vermek istedim.
Hiç şansın olmadı.
Hâlâ bir şans olduğunu mu söylüyorsun?
Barışa bir şans verin.
Tom'a bir şans vermeliyim.
Tom'a ikici bir şans verin.
- Sana son bir şans veriyorum.
- Sana son bir fırsat veriyorum.
- Tom bir şans daha aldı.
- Tom bir şans daha yakaladı.
Bu, Tom'un tek şansı.
Onlara ikinci bir şans ver.
Ona ikinci bir şans ver.
Onlara bir şans vermek zorundayız.
Sana bir şans vermek zorundayım.
Bana bir şans daha ver.
Sana bir şans daha veriyorum.
...kurt fırsatı değerlendiriyor.
Şansınızı boş vererek değerlendirmeyin.
Bu bizim son şansımız.
Bu son şansın.
- Bu onun tek şansıdır.
- Bu onun yegane şansıdır.
Batırdın, Tom.
Bu bizim tek şansımız.
Tom'a bir şans verdim.
Bir şansımız var.
O, şansını kaçırdı.
O, şansını yitirdi.
Sadece bize bir şans verin.
Sadece bana bir şans ver.
Bana bir şans verin, lütfen.
Bize ikinci bir şans verildi.
Bir şansımız vardı.
Tom'a bir şans vereceğim.
Tom bana bir şans verdi.
Bu senin şansın, Tom.
Senin bir şansın var.
Şansımız var mı?
Şansımızı kaybettik.
Lütfen bize bir şans ver.
Tom fırsatını kaçırdı.
Biz büyük bir fırsat kaçırdık.
Tom'a bir şans verilmeli.
Bana ikinci bir şans ver.
Fırsatın kaçmasına izin verme.
- Bu senin tek şansın.
- Bu senin yegâne şansın.
- Bu senin yegâne imkâniyetin.
- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.
Haydi! Bana bir şans ver.
Sana bir şans daha vereceğim.
- Sanırım Tom'a bir şans vermelisin.
- Bence Tom'a bir şans vermelisin.
- Tom'a bir şans vermen gerektiğini düşünüyorum.
- Bana kalırsa Tom'a bir şans vermelisin.
Bana başka bir şans veriyor musunuz?
Tom'a bir şans daha verelim.
Ona bir şans daha vereceğim.
- Bu senin tek şansın.
- Bu senin yegâne şansın.
- Bu senin yegâne imkâniyetin.
- Bu sizin tek şansınız.
Sadece bize bir fırsat daha ver.
Tek istedikleri bir şans daha,
büyük felaketleri önleme şansına sahip olabilir.
Aslanlara fırsat doğdu.
Av indirmek için en iyi şansı.
Hâlâ bir şansımız var.
Doğru şeyi yapmak için Tom'a bir şans verelim.
Bu senin tek şansın, Tom.
Göze almak zorundayım.
Sana son bir şans vereceğim.
Başka birine şans ver.