Examples of using "Китая" in a sentence and their turkish translations:
- Ben Çin'denim.
- Ben Çin'den geliyorum.
Pekin, Çin'in başkentidir.
O bir Çin vatandaşıdır.
Onun Çinli olduğunu düşünüyorum.
Sanırım o Çinli.
Çay Çin'den getirildi.
- Çin'den döndünüz, değil mi?
- Çin'den döndün, değil mi?
Gelenek Çin kökenlidir.
Çin'den geldim.
Çin'den döndü.
Çin'den döndü.
Çin'den döndüler.
Mary Çin'den döndü.
Çin'den döndük.
Ben aslında Çinliyim.
Çinli Hristiyanlar ve Çinli Müslümanlarla
Bay Wang Çinlidir.
Bay Smith Çin tarihi eğitimi aldı.
Anne ve babam Çinlidirler.
Tayvan, Çin'in bir parçası değildir.
Çin ekonomisinin istikrarı büyük ölçüde abartılmıştır.
Panda, Çin'in millî hazinesidir.
Brazilya'dan Çin'e hızlı ve verimli ulaşım;
dahil olmak üzere pek çok Asya ekonomisinin
Çin'in tarihi Japonya'nınkinden daha eskidir.
Japonya Çin'in doğusundadır.
Çin'den Japonya'ya geldim.
Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.
"Ninelerimiz nereliydi?" "Çin."
"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"
Tom ve Mary, Çinli bir oğlan çocuğunu evlat edindiler.
Tom ve Mary Çin'den bir kızı evlatlık aldılar.
veya yardımlara bağlanmamız için bir sebep yok.
Çin'in nüfusu Japonya'nınkinin 8 mislidir.
Çinli insanlar başka bir tür satranç oynarlar.
Komünist partisi olmadan Yeni Çin olmayacaktı.
Bütün bildiğim onun Çin'den geldiğidir.
Çin'in nüfusu Japonya'dan yaklaşık sekiz kat daha büyüktür.
ama bu sefer sadece Çin'in hikayesi değil.
Japonya, Çin'den hammadde ithal eder ve Çin'e hazır ürün ihraç eder.
Bu, Arapça mı? Hayır, Uygurca. Kuzeybatı Çin'de konuşulan bir dil.
Aslında Çin'in ilk başına da dönelim mi? Çin'de neler olmuştu.
Mezuniyetimden sonra, Çin tarihi okumak için Şangay'a gitmek istiyorum.
Bu günlerde çoğu giyim Çin'den ithal edilmektedir.
Tek ortak dilleri olduğu için birbirleriyle İngilizce konuşan Japon ve Çinli arkadaşlarım var.