Translation of "Дух" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Дух" in a sentence and their turkish translations:

людской дух —

insani değerler --

Том перевел дух.

Tom nefesini tuttu.

Это дух захватывает.

Bu nefes kesici.

- В здоровом теле здоровый дух.
- В здоровом теле — здоровый дух.

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

В-третьих, боевой дух.

Üçüncü olarak moral için.

Дух бодр, плоть же немощна.

Ruh isteklidir fakat beden güçsüzdür.

В этой квартире живёт злой дух.

Bu apartman dairesinde bir kötü ruh yaşıyor.

Хотя он стар, его дух молод.

Yaşlı olmasına rağmen genç bir ruhu var.

Я Тома на дух не переношу.

Tom'un atılganlığından nefret ediyorum.

Они нас на дух не переносят.

Onlar bizden tiksiniyor.

Грозы одновременно пугают и захватывают дух.

Gök gürültülü fırtınalar hem korkutucu hem de heyecan vericidirler.

Том на дух не переносит Мэри.

Tom kesinlikle Mary'den nefret ediyor.

превосходному здоровью, познать себя, воскресить свой дух,

mükemmel sağlık, gerçek benliğinizi keşfetmek, ruhunuzu diriltmek,

Материя, видите ли, исчезает, остается один дух.

Gördüğünüz gibi, madde kaybolur, sadece ruh kalır.

Наши сердца разбиты, но дух не сломлен.

Kalplerimiz kırık ama ruhumuz değil.

Мэри почувствовала, будто призрак или дух коснулся её спины.

Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.

- Где твоя тяга к приключениям?
- Где твой дух искателя приключений?

Macera ruhun nerede?

- Никто на дух не переносит Тома.
- Все терпеть не могут Тома.

- Tom'u kimse çekemez.
- Tom'a kimse tahammül edemez.

Земля же была безвидна и пуста, и тьма над бездною, и Дух Божий носился над водою.

Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

И вот, Я наведу на землю потоп водный, чтоб истребить всякую плоть, в которой есть дух жизни, под небесами; все, что есть на земле, лишится жизни.

Yeryüzüne tufanı ben göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her şey ölecek.

Они, и все звери по роду их, и всякий скот по роду его, и все гады, пресмыкающиеся по земле, по роду их, и все летающие по роду их, все птицы, все крылатые. И вошли к Ною в ковчег по паре от всякой плоти, в которой есть дух жизни.

Onlarla birlikte her tür hayvan - evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşlarla uçan yaratıkların her türü - gemiye bindi. Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.