Examples of using "Zero" in a sentence and their turkish translations:
Ben buna en baştan başladım.
Sıfırdan başladık.
- Su 0 santigrat derecede donar.
- Su sıfır santigrat derecede donar.
Sıfırdan başlayan Steve Jobs
En başa döndük.
Onlar sıfırdan başlamak zorunda kaldı.
Hava sıfırın altında otuz derecedir.
Sıfırın altında altı derece.
Sıfır özel bir sayıdır.
Sıfır birden önce gelir.
diğer dinlere saygısı sıfır!
Bizi takım 2-0 kaybetti.
Bugün sıcaklık sıfırın altında.
Sıcaklık sıfırın altında kırk derece.
Termometre dün gece sıfıra düştü.
Sıcaklık sıfırın altında beş dereceye düştü.
Su sıfır santigrat derecede donar, değil mi?
Bu okulun kuralları çok katı.
Dün gece sıcaklık sıfırın altındaydı.
Hava sıcaklığı bugün bile sıfırın altında.
0-5 yaş grubu çocuklara öğretmenlik yapıyorum.
- Su 0 santigrat derecede donar.
- Su sıfır santigrat derecede donar.
3-0 beni yeniyor.
Dün gece, sıcaklık sıfırın altında on dereceye indi.
Zika (virüs) 6.6'ya kadar bir R-sıfır değerine sahip.
Sıcaklık yaklaşık sıfırın altında 50 derece.
Su sıfır derecede donar, değil mi?
Su sıfır derecede donar, doğru değil mi?
Sen bir hiçsin.
Tom'un okulunun sıfır tolerans politikası vardır.
Sıfır, bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Ama bekleyin, R-sıfır (bulaşma) sayılarına geri dönelim.
Evde kalmak, kendinizi izole etmek ve dış dünyayla sıfır kontakta bulunmak.
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
Bu sayıya bir hastalığın 'temel üreme sayısı' veya "R-sıfır" denir.
Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.
Virüse maruz kalmanızı sınırlayacak şekilde davranışınızı değiştirmek riski tamamen yok etmeyecek.
Gribin R-sıfır'ı 1.3 ise, bu demektir ki her kişi 1 - 2 kişiyi hasta edebilir.