Examples of using "Torna" in a sentence and their turkish translations:
Dünya ekonomik olarak zenginleştikçe çevresel olarak daha fakir hale geliyor.
İşte mesele burada ilginçleşiyor.
O bunu daha da özel hale getiriyor.
Amerika'yı Amerika yapan nedir?
Tamam, burada çok sıklaşıyor
siz televizyonda kendine profesör dedirten
avcı oluyor ve o karıncayiyeni öldürüp
Su donduğunda katı olur.
Onları özel yapan odur.
burayı önemli yapan şeylerden bir tanesi de
O bu yıl bir üniversite öğrencisi olur.
Ve sadece hayatı daha yaşanır yapmak değil
Bu ağırlaşıyor.
zaman geçtikçe çelişkili hâle geliyor.
bir süre sonra bu akışkanlık durağan hale geliyor
bu durumda bu virüsü insanlara bulaşabilir hale getiriyor
O bunu çok zor yapan şey.
Bu ise şüpheleri arttırmakta tuz ve biber oluyor
Mary ne kadar yaşlanırsa o kadar çekilmez olur.
Açgözlülük insanı kör eder.
Güneş batarken, yüzey serinliyor.
Onun aksanı onun söylediğini anlamamı zorlaştırıyor.
Beni dünyanın en mutlu insanı yaptığını biliyor musun?
Ve vücut uyum sağladıkça her şey daha da kolaylaşıyor.
Bu güzel katilleri daha da tehlikeli yapan kendilerini gizleme güçleri.
Hayatı yaşamaya değer hale getir.
ve bir militanın hayat arkadaşı da militan değilse hayat çok zorlaşacağı için.
Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.
O çevresindeki herkes için hayatı perişan yapar.