Translation of "Região" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Região" in a sentence and their turkish translations:

- Eu conheço bem a região.
- Eu conheço bem esta região.
- Conheço bem esta região.

Buralarda yolumu biliyorum.

Estudos na região

bölgede yapılan çalışmalarda

Eu estava na região.

Ben alandaydım.

Eu conheço esta região.

Bu bölgeyi biliyorum.

Um lobo da região costeira.

Bir sahil kurdu.

Esta região é muito arborizada.

Bu, yoğun ormanlık bir alandır.

Tufões são frequentes nesta região.

Tayfunlara bu bölgede sık rastlanır.

Eu conheço bem a região.

Burayı iyi biliyorum.

Essa região tem mudado completamente.

Bu bölge tamamen değişti.

Tom mora numa região perto daqui.

Tom yaşadığımız aynı alanda yaşıyor.

O rio inundou toda a região.

Nehir tüm bölgeyi sular altında bıraktı.

Eu vivia em uma região montanhosa.

Eskiden dağlık bir bölgede yaşıyordum.

Novamente em uma pedra na mesma região

yine aynı bölgede bir taşın üzerine

Eles só aceitam a região como sagrada

sadece bölgeyi kutsal kabul ediyorlar

É uma região árida, quase um deserto.

Bu kurak bir bölge, neredeyse bir çöl.

Muitos dos habitantes desta região são pescadores.

Bu bölge sakinlerinin çoğu balıkçı.

Muitos dos habitantes desta região são agricultores.

Bu bölge sakinlerinin çoğu çiftçi.

Muitos dos habitantes desta região são marinheiros.

Bu bölge sakinlerinin çoğu denizci.

Ele vive numa região pobre de Londres.

Londra'nın fakir bir bölgesinde yaşar.

Através destes profundos desfiladeiros, em uma região isolada.

1 saatte okula yürüyerek gidiyor.

No Ártico, na região das ilhas de Svalbard...

Yüksek Arktik'teki Svalbard Adaları'nda...

Na região de Uşak, não encontramos escavações oficiais.

Uşak bölgesinde ise resmi kazılara pek rastlamıyoruz

Por causa do efeito que tem na região

bölgede yaptığı etki dolayısıyla

A região é relativamente rica em recursos minerais.

Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.

Há muitos lagos na região onde vocês moram.

Yaşadığın bögede bir sürü göl var.

Este vídeo não está disponível na sua região.

Bu video bölgenizde mevcut değil.

A alta pluviosidade anual desta região deixa tudo húmido.

Bu bölgedeki yıllık yağışlar her şeyi ıslatıyor.

Isto é, a santidade da região tem 12.000 anos.

yani bölgenin kutsallığı 12.000 yıllık

Essa região foi varrida do mapa após um furacão.

Bu bölge bir kasırgadan sonra haritadan silindi.

A produção de legumes está crescendo na nossa região.

Bölgemizde sebze üretimi artmaktadır.

É a maior loja de artigos esportivos da região.

Bu, bölgenin en büyük spor mağazasıdır.

Iluminam o campo magnético da Terra na região dos polos.

Kutupların etrafını saran manyetik hatları aydınlatırlar.

A agricultura é desenvolvida nas terras mais férteis da região.

Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.

O recife de corais é a atração principal da região.

Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.

As pessoas que vivem na região de Urfa consideram isso sagrado.

Urfa bölgesinde yaşayan insanlar o bölgeyi kutsal kabul ediyorlar

112 anos atrás, perto do rio tunguska da região da Sibéria

Sibirya bölgesinin tunguska nehri yakınlarında bundan 112 yıl önce

Nas pesquisas realizadas na região, não foram encontradas pedras do céu.

bölgede yapılan araştırmalarda gök taşına rastlanmamıştı

A Croácia e um país localizado na região sudeste da Europa.

Hırvatistan, Avrupa'nın güneydoğu kesiminde yer alan bir ülkedir.

Eu quero escrever um livro sobre as aranhas da minha região.

Benim bölgemdeki örümcekler hakkında bir kitap yazmak istiyorum.

A região de Luo se especializou em uma arte provinciana muito específica,

Luo'nun memleketi de çok özel bir zanaatte ustalaşmıştı.

Uma das maiores razões para isso foi a maior igreja da região

bunun sebeplerinden en önemlisi bölgenin en büyük kilisesi orasıydı

Há 60 milhões de crianças deixadas para trás na região rural da China.

Çin'in kırsal kesimlerinde arkada bırakılmış 60 milyon çocuk var

Sabendo que suas tropas lutariam para viver fora da terra nesta região empobrecida,

Birliklerinin yaşamak için mücadele edeceğini bilmek bu fakir bölgedeki topraklardan

Estou feliz que não tenhamos ido lá, porque houve algumas chuvas fortes na região.

Bazı lokal şiddetli yağmur sağanaklarından dolayı oraya gitmediğimize sevindim.

E vive na região de Jura, seu imposto sobre os rendimentos é de 14%. Mas se viver em

Jura bölgesinde yaşıyorsanız %14 gelir vergisi vermeniz lazım ancak eğer

Se a gravidade e a distância são proporcionais, se prosseguirmos com a velocidade da luz da região equatorial para o oposto do mundo

Yer çekimi ve uzaklık ile orantılıysa biz ekvator bölgesinden dünyanın tersine doğru ışık hızıyla ilerlersek