Examples of using "Rato" in a sentence and their turkish translations:
O bir fareydi.
Bir fare yakaladı.
Bir fare gördü.
O bir fare gördü.
Kedi fareyi yiyor.
Kedi fareyi takip etti.
Kedi fareyi yedi.
Bu fareyi benim kedim öldürdü.
Kedi bir fare yakaladı.
Kedi, fareyi yakaladı.
Köpek tavşanı kovaladı.
Şahin bir sıçan yakaladı.
Çığlık atıyorum çünkü bir fare gördüm!
Mary bir kitap kurdudur.
Bir fare odanın etrafında koşuyor.
Fare canlı mı yoksa ölü mü?
- Tom kazara bir miktar fare zehiri yuttu.
- Tom yanlışlıkla biraz fare zehiri içti.
Tom bir kitap kurdu.
Kedi fareyi yiyor.
Fare kedi tarafından öldürüldü.
Bazı insanlar farelerden çok korkarlar.
Sen bir kitap kurdusun.
Sıçan bıyıkları iğrençtir.
Kedi dışarı çıktığında, fare dans eder.
Bir fare büyük bir hayvan değildir.
Tom mutfakta bir fare işittiğini düşündü.
Kedi canlı bir fare ile oynuyordu.
Şimdi fare gibi saklanıyor.
Fare burada! Git de kediyi çağır!
O bir fare değilse, neydi?
Kedi küçük fareyi yiyor.
Fare zannederek bir hamster öldürdü.
Başarılı bir şekilde mutfakta büyük bir sıçan yakaladı.
O bir kilise faresi kadar yoksuldur.
Kedi dışarı çıktığında, fare parti yapar.
Bu ufak çekirge faresi, akrepten uzak dursa iyi eder.
Tom'un en iyi arkadaşı Jerry adında bir faredir.
- İlk defa bir fare öldürdüm.
- Bu bir fareyi ilk öldürüşüm.
Bir fareye ihtiyacım var.
Bir sıçan yolu koşarak geçti.
Kendisi kitap kurdu denilen türde birisi.
Bir köpek bir kediyi ve bir kedi bir fareyi kovalar.
Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.