Translation of "Lados" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Lados" in a sentence and their turkish translations:

Este tópico tem 2 lados

bu konunun 2 yanı var

Toda medalha tem dois lados.

Bütün madalyaların iki yüzü var.

Um hexágono tem seis lados.

Bir altıgenin altı yanı var.

Um quadrado tem quatro lados.

Bir karenin dört kenarı vardır.

Nenhum dos lados se entregava.

Hiçbir taraf vazgeçmedi.

Um quadrado tem quatro lados iguais.

Bir kare dört eşit kenara sahiptir.

Há cerejeiras nos dois lados da estrada.

Yolun iki tarafında da kiraz ağaçları var.

Os dois lados negociaram por vários dias.

İki taraf günlerce müzakere ettiler.

Há cerejeiras de ambos os lados da rua.

Caddenin her bir tarafında kiraz ağaçları var.

Milhares em ambos os lados haviam sido feridos.

Her iki tarafta da binlercesi yaralanmıştı.

Para tentar que as pessoas dos diferentes lados destas questões

farklı kutuplardaki insanlara bu sorunları ve bir genç olarak

Olhe para os dois lados antes de atravessar a rua.

Yolu geçmeden önce iki yöne de bak.

- Toda história tem duas versões.
- Toda história tem dois lados.

Her hikayenin iki tarafı vardır.

Os dois lados lutaram ferozmente na batalha de Iwo Jima.

İki taraf Iwo Jima savaşı'nda şiddetli bir şekilde savaştı.

Isso porque, por dentro, o sabão tem moléculas de dois lados.

Bunun sebebi sabunun içinde bulunan iki yönlü moleküllerdir.

Ambos os lados passaram o dia seguinte se preparando para a batalha.

Her iki taraf ertesi günü savaş.

O Japão é um país rodeado por oceano em todos os lados.

Japonya her tarafından okyanus ile çevrili bir ülkedir.

Há pessoas em todos os lados. Mas poucas sabem o perigo que os segue.

Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.

A partir do momento em que uma guerra começa, ambos os lados estão errados.

Bir defa savaş patlak verdi mi, her iki taraf da hatalıdır.

O quadrado da hipotenusa é igual à soma dos quadrados dos outros dois lados.

Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir.

As guerras não trazem paz; ao contrário, trazem dores e tristezas para ambos os lados.

- Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o iki tarafa da acı ve keder getirir.
- Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.